Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
Karım Bana Yetiyordu 2
Hayatımın değiştiği günler yaklaşıyormuş meğerse… Son zamanlarda Yavuz işe gelmekte bazı sorunlar yaşamaktaydı. Sürekli şehir dışı görevlerine gidiyordu, hatta bazen Ankara’ya gitmek için kendisine iş yaratıyordu. Bir gün dayanamayıp Yavuz’a sordum. Bana karısıyla görüşmek istemediğini, kavga ettiğini, Demet’le her gece atıştığını söyleyince anlamıştım. Hem kendini biraz dinlemek istiyor, hemde karısından uzak kalmaya çalışıyordu. Şirketin Ankara sorumlusu Çiğdem Hanım’la ilişki yaşadığı dedikoduları sürekli kulaktan kulağa geziyordu. Ben de bu durumu karımdan gizli tutmaya çalışıyordum…
Bir gece karıma çalıştığı yerden telefon geldi. Karım telefonda görüştükten sonra, bir ihale için Ankara’ya gitmesi gerektiğini bana anlattı ve “Aşkım, sabah çıksam, 2 güne kadar da dönsem diyorum. Uçak için rezervasyon yaptırır mısın?” dedi. Karıma, isterse işten izin alıp onu Ankara’ya benim götürebileceğimi söylesem de, “Bebeğim gerek yok, zaten 2 gün falan anca sürer. Ankara’da senin kızkardeşinde kalırım, hem de kayınvalidemi görmüş olurum, başka bir gün beraber gideriz…” deyince kabul ettim. Ateşli bir seksten sonra yattık uyuduk.
Sabaha karşı Ankara’ya gitmek için uyandı ve beni de uyandırdı. Havaalanına bıraktım karımı. Arabada dudağıma bir öpücük koydu, “Merak etme. Telefon seksi yaptığımız günleri hatırla aşkım!” deyip indi arabadan. Ben de eve sürdüm arabayı, bir iki saat daha uyuyup işe gittim. Yavuz şirketteydi.
Karımın Ankara’da kaldığı sürece, birçok kez, telefonda, mesajla, fotoğraflarla seks yaptık. 2 gün bile olsa ondan ayrı kalmak bana zor gelmişti. Ona, “Dönünce canını çıkaracağım güzel karım benim!” diye yazdım. Karım da, “Ahh erkeğim, ben de seni özledim. İnan altında ölmek için razıyım!” diye cevap yazdı.
3 gün sonra, mesaj attı bana, “Aşkım geldim, eve geçiyorum!” diye. Saat 14:00 gibi gelen bu mesaj beni azdırmaya yetmişti. Ama benim mesaim 19:00’da bitiyordu. İşler de çok yoğun değildi. Randevu veya toplantım da yoktu, sekreterimden onayı aldıktan sonra atladım arabaya. Evin önüne park ettim, koşar adım çıktım merdivenleri. Evin kapısını açtım, antrede iki bavulla göz göze geldim. Biri farklı bir bavuldu. Herhalde annemler birşeyler yolladılar diye düşünürken, banyodan duş sesi geliyordu.
Karım duştayken, ona küçük bir sürpriz yapmak istedim. Hemen yavaş adımlarla odama geçtim, gömleğimi, ceketimi, kravatımı çıkarıp astım. Aklıma boxerla yanına girmek geldi, ama sürpriz olsun dedim ya. Hemen indirdim boxerımı. Sikim inikti, iki okşadıktan sonra kalkmıştı. İçimden karımı duşta domaltıp hemen oracıkta becermek geliyordu. Sikimi tamamen kaldırdım, ağır adımlarla banyoya doğru yürüdüm. Kapıyı yavaşça açtım. İçeriyi buhar kaplamıştı. Duş kabininin buzlu camından belli belirsiz siluet şeklinde karımın vücudu görünüyordu. Sikimi okşayarak, yavaşça duş kabinini açtım ve karıma arkadan sarıldım…
Sarılmamla birlikte, “Noluyor yaaaa!” diye bir ses. Bu ses karımın sesi değil. Önce şaşkınlıktan kaldım öyle. Hakkaten, noluyordu? Vücut karımın vücudu değil! Hemen bıraktım, sarıldığım kadın döndü. Demet! Tanrım! Yaklaşık 5-6 saniye sessiz sessiz baktık birbirimize. İkimiz de çırılçıplaktık. Demet hemen eliyle memelerini kapattı, ben de yarağımı kapatmaya çalışıyorum. Demet o sırada suyu kapatma telaşı içinde. Memelerini görüyorum, ben dondum kaldım. “Çık! Çık!” diyor Demet. Hemen döndüm arkamı, çıktım banyodan. Banyonun kapısını kapattım, kapıda öylece kaldım…
Tanrım! Ne oluyordu? Bu kadının bizim banyoda ne işi var? Karım nerede? Hemen odama koştum. Elime ilk gelen boxerı, eşofmanı giydim, ki o sırada dışkapıdan karımın sesi duyuldu, “Demet, geldim canım!” diye. Şansa bak ya! 2 dakika önce gelse, beni Demet’le banyoda basabilme ihtimali vardı. Hemen salona çıktım. Sikim korkudan anında inmiş zaten. “Se.. Se.. Selda!” dedim. Kekeliyorum resmen. O sırada Demet duştan çıktı, benim bornozuma sarılmıştı. Hemen misafir odasına girdi. Öylece izliyorum ben de.
Karıma, “Selda… Demet ne arıyor burada? Noluyor ya?” dedim. Karım da, “Aşkım, hiç sorma! Havaalanına indim, telefon susmuyor. Demet arıyor, açtım, hıçkıra hıçkıra ağlıyor. (Selda, çok kötü bir şey oldu. Geliyorum sana!) dedi. Ben havaalanından kalbim çarpa çarpa geldim eve. Demet kapının önünde ağlıyor. İçeri girdik beraber, kocasının metresiyle, hani sizin asistan var ya Tuğçe, onunla fotoğrafları görmüş bilgisayardan. Sakinleşsin diye duşa soktum. Ben de markete gittim, içecek birşeyler aldım. E sen ne arıyorsun burada?” deyince anlamıştım olayı. “Ya Selda, niye arayıp söylemiyorsun? Bak rezil oldum kadına! İş erken bitti, karımı özledim, eve geldim. Ama keşke arasaydın ya, Demet’in evde olduğunu söyleseydin!” dedim ben de.
“Ya Murat, o durumda aklıma mı geldin? Hemen duşa soktum kızı, sonra da markete gittim, o sırada sen gelmişsin. Hem, rezil olmak derken, ne oldu ki?” dedi. “Selda, sen geldin diye sana sürpriz yapmak istedim. Duş sesini duyunca da, seni duşun altında sikmek için soyundum, kaldırdım yarağımı, girdim duşa. Sonra kabini açtım, arkasından sarıldım Demet’e…” dedim. Karım, “Oha! Nasıl ya?” dedi. “Öyle ya. Şoke oldum çıktım hemen. Sen geldin zaten…” dedim. “Ne demek bu ya?” dedi karım. “Öyle işte Selda, eğer 2 dakika erken gelseydin, beni Demet’le basmış olacaktın…” dedim. “Dur, sonra konuşacağız bunu! Ben Demet’e bir bakayım!” dedi karım, elinde Demet’in bavulu ile odaya girdi.
Uzun bir süre kaldılar odada. Sonra, Demet bir eşofman takımıyla, çıktılar salona. Demet, “Murat, kusura bakma ya… Rezil oldum…” dedi bana karımın yanında. “Önemli değil! Asıl hata bende, seni Selda sandım!” dedim ben de. Karım da, “Murat, Demet bu gece burada kalacak, yatağı yapmama yardımcı olur musun, içerideki yatağı?” deyince, karımla misafir odasına girdik. Karım kızgındı biraz. “Selda, valla bilerek olmadı, nereden bileyim senin olmadığını aşkım? Ben sana sürpriz yapmak istedim… Bir anda Demet’le karşı karşıya gelince…” diye dil döküyordum. Karım hiç durmadan yatağı yapıyordu…
Yatak bitince kapıyı kapattı, “Otur!” dedi. Oturdum yatağa. Karım, “Aşkım, sorun o değil! Yani belli, istemeden olmuş. Zaten Demet te anlattı… Ama istemeden de olsa, baya bir ellemişsin kadını! Neyse… Komik aslında! Ama benim aklım Yavuz’da. O şerefsiz kıza yapmadığını bırakmadı ya!” dedi.
-“Ne olmuş Selda, ne yapmış?”
-“Ya…”
-“Kızım anlatsana, dövmüş mü yoksa?”
-“Sadece dövse gene iyi…”
-“E ne yapabilir ki başka yani? Foto meselesi mi?”
-“Hayır ya, kıza tecavüz etmiş hayvan herif! Sonrada dövmüş. Evden kovmuş sabah!”
-“Ne? Vay orospu çocuğu! Bak sinirlendim ya!”
-“Çaktırma da, Demet halen çok üzgün. Ve sanırım misafirliği daha uzun sürebilir bizde…”
-“Kalsın ya, ne olacak… Ama Yavuz’la konuşmanın vakti geldi!”
-“Sakın ha! Dahada germe ortalığı! Yavuz’un haberi var zaten burada olduğundan. Ortalık biraz sakinleşsin, arabulucu oluruz aşkım!”
-“Tamam meleğim, merak etme. Çıkalım da kız merak etmesin!”
Odadan çıktık. Demet mutfakta sigara içiyordu. Bana, “Murat, kusura bakma, ama sizden başka gelecek yerim yoktu. Yani, gerçekten sizin de rahatınızı kaçırdım ya!” dedi. “Olur mu Demet, istediğin kadar kal. Burası senin de evin!” dedim ben de. Üçümüz sigara içtik. Sonra karım göz işaretiyle gitmemi söyleyince, ben de içeri geçtim…
Boş boş oturmaktan sıkıldım, içeriden Demet’in hıçkırıkları geliyordu. Bari karıma yardım olsun diye, bavulunu aldım, odaya geçtim. Bavulu açtım, karımın iç çamaşırları, kıyafetleri, yani basit şeyleri duruyordu. Giyilmemiş bir tane külodu ayırdım, geriye kalan kirlileri de ayırdım. Külodu dolaba koydum, kirlileri attım. Karımın takım elbiselerini de kuru temizlemeye vermek için çıkardım. Sonra da, “Karnım acıkıyor, hadi yemek hazırlayın!” dedim kadınlara. Ben de kuru temizlemeye verdim elbiseleri, geldim eve.
Üçümüz oturduk, yemek yedik. Hemen bir makarna yapmışlar. Ses çıkmıyordu masada. Demet göz yaşlarını silmeye çalışıyordu. Daha fazla dayanamadım, “Demetciğim, tamam geçti. İğrenç şeyler olmuş, ama herşey düzelir. Yeter ki üzülme daha fazla. Bak zaman her şeyin ilacı…” diye insanı rahatlatabilecek cümleler kurmaya başladım. Demet, “Murat bıktım! Ben de insanım! Beni dövmeye, bana saldırmaya ne hakkı var? Beni aldatmaya? Ben bu kadar mı değersizim? Bu kadar mı aşağılık bir kadınım?” diye kendini rahatlatmaya başlayınca, ben de, “Saçmalama Demet, sadece evliliğinde sorunlar yaşayan bir kadınsın, herkes yaşayabilir, bak biz Selda’yla ne kavgalar ediyoruz, neler oluyor evliliklerde. Herşey düzelir canım!” diye konuşmaya devam ettim.
Demet’in ağlama pozisyonuna girdiğini görünce, “Hadi yeter bu kadar hüzün. Kalkın, sizi dışarı çıkarıyorum!” diye ortamı değiştirmeyi teklif ettiysem de, karımın ısrarları bile etkili olmadı. Demet, “Ya, sizin de rahatınız bozuldu, benim için birşey yapmayın, lütfen, ben içeride odada uyuyacağım zaten, siz çıkın!” diye karşılık veriyordu. Daha fazla ısrar etmedik biz de. Yemek bitince Demet, “Selda, Murat, siz hayatımda tanıdığım en iyi çiftsiniz. Ne olur birbirinizi üzmeyin, aranızda dilerim sorun çıkmaz!” deyip, dayanamayıp tekrar ağlamaya başladı. Karım ve ben Demet’e sarıldık. Sonra Demet burnunu sildi, “Neyse, ben, odadayım. Çok teşekkür ederim tekrar…” deyip yürürken, karım, “Demet vakit daha erken, gel salonda oturalım birtanem.” diye durdurmaya çalıştı. Ama Demet, “Selda, lütfen. Biraz yalnız kalmak istiyorum hayatım…” dedi. Karım da, “Peki, nasıl istersen…” dedi. Demet odaya geçti.
Bulaşıkları karımla ortak haletlik. Sonra, karım buzdolabından iki bira aldı, salona geçip bir film açtık. Demet’in odasından ses çıkmıyordu. Benim de elim karımın memelerine gitmişti zaten çoktan. Karım elimi tutup, “Bu gece olmaz…” dedi. Hayal kırıklığına uğramıştım. Israr ettim. Karım, “Lütfen. Hiç havamda değilim.” deyince elim gene omzuna gitti. Filmi izlerken, karım, “Ne oldu anlat bakayım bir daha?” deyince, banyoda geçen olayı anlattım. Güldük baya bir. Karım, “Ya, dokundum diyorsun da, bu nasıl dokunmak aşkım!” diye gülerek bana dönünce, “Aşkım, hiç sorma ya. Baya bir temas oldu. Arkasından kızın memelerini avuçlayıp, kalçalarının arasına yerleştirdim yarağımı resmen!” deyince tekrar kahkaha attık…
Karım, “Sikmiş kadar olmuşsun Demet’i! Ama var ya Demet’i görmeliydin, eli ayağı dolaştı birbirine kızın. O bu kadar detaylı anlatamadı tabi…” dedi gülerek. Ben de, “Selda, rezillikti. Yani, resmen arka deliğini hissettim kadının!” dedim. “Oha ya, tamam be anladık. Anlatma ya!” dedi karım. “Tamam tamam, ama eğer 2 dakika erken gelseydin, çok kötü şeyler olurdu herhalde! Hahahaha. Herhalde saldırırdın bize. O halde görünce!” dedim. “Yok ya, aklıma gelmez aslında. Ya birşey soracağım, anlamadın mı Demet’in olduğunu? Benim memelerim o kadar küçük mü?” dedi karım. “Aşkım, şoka girdim. Doğru düzgün ne dediğimi, ne yaptığımı bile hatırlamıyorum. Ha tek hatırladığım, böyle, 10 saniye rahat kalmışızdır, Demet bir eliyle amını kapatırken, diğer eliyle hem göğüslerini hem musluğu kapatıyordu. Komedi ya!” dedim.
“Ne yapsın kız? Nereyi kapayacağını şaşırmış. Ah be Murat, öyle girilir mi duşa?” dedi karım. “Ya, ne yapayım, sürpriz olsun istedim. Böyle şoka gir istedim, nereden aklıma geldiyse ya!” dedim. “Hahaha. Salak erkeğim benim. Kıyamam ya, karısını hemen orada sikecek kadar azdın mı sen?” dedi. “Hemde nasıl!” deyip, karımın memelerini okşamaya başladım. “Çek elini ya! Demet duyacak!” dedi. “Karımsın lan benim. Karıcığım, nasılda güzel kokuyorsun öyle…” deyip devam ettim. Karım, “Murat, yapma ya…” derken, ben, “Off, parfümüne bitiyorum aşkım yaaa!” dedim. Hınzırlığım devam ediyordu. Karım yavaşça fısıldayarak, “Sessiz olalım ama!” dedi. Hemen kalktım, kucakladım karımı. Karım böyle yatağa götürülmeye bayılır. İki eliyle boynumu bir kapana sıkıştırırcasına kıstırıp, bacaklarını da belime doladımıydı…
Karım kucağımda TV’yi kapattım, ışığı da kapatıp odamıza doğru yürümeye başladım. Karım fısıldayarak, “Murat, indir beni, Demet’e bakayım bari, kapısı açık kızın…” dedi. “Sen geç yatağa, ben bakayım geleyim…” dedim. “Saçmalama Murat, yani, uyuyor kız, orası burası açılmıştır, ayıp olur, sen geç, soyun, ben hemen geliyorum!” deyince, karımı indirdim. Odaya geçip, eşofmanlarımı, boxerımı çıkardım. Az sonra karım da odaya geldi, ışığı hafif loş konuma getirdi. Hemen dudaklarına yapıştım karımın. Özlemiştim. Üstelik, ister istemez, Demet’in o banyodaki hali, götünün arasına yarağımın girdiğinde duyduğum sıcaklık, kısacası bugün olan her bir şey beni azdırmaya yetmişti…
Deli gibi ayakta öpüşüyorduk karımla. Karımın sıkı kalçalarına elimi atıp, okşamaya başladım. O da benim vücudumu okşuyordu. Şimdi boynundayım, emerken salyalanan yerlere yavaş nefesler bırakıp, kulak memelerini yalıyordum. “Ahhh aşkım, çok güzel. Nasıl özlemişim kocamı…” deyip elini sikime atıp okşamaya başladı. Yalamak için eğildiğinde, “Aşkım, bırak şimdi yalamayı, gece uzun, gel yat şuraya!” deyip fırlattım karımı yatağa. Önden fermuarlı pembe sweatini indirdim, şimdi karımın koca memeleri ellerimdeydi. Uçları herzamanki gibi dikelmişti, eğilip yalamaya başladım. Üstüne çıktım karımın, karım dudaklarını ısırıyordu. Yavaşça elimi gri eşofman altına atıp bir hamlede indirince, kılları uzamış amcığına ulaşmıştım elimle…
Elimle ileri geri yapıp, üstünden okşamaya başladım öpüşürken. Hafifçe sulanmaya başlamıştı amı. Karımın sulu amına bitiyordum. Daha fazla dayanamadım, sikimi hizalayıp girdim amına. Karım inlememek için dudaklarını ısırıyordu. İçine girip o sıcaklığı tattıktan sonra, hafif hareketlerle amına ileri geri sokmaya başladım. Karım uzamış tırnaklarını sırtıma geçirmişti, ben her ileri gittiğimde yatak vuruyordu duvara. “Yavaş kocacığım, Demet yan odada!” diyordu, ama engelleyemiyordum kendimi…
Ben soktukça, karım kulağıma fısıltıyla, “Becer beni, sik beni, özledim kocamı, doyur aşkım, ahhh, erkeğim, benimsin sen, ohhh, orospunu becer, fahişenim senin!” diye konuşmaya başlamıştı. Ben de hemen fısıltıyla, “Seni çok özledim karıcığım. Sulu amını, inlemelerini, kasılmalarını. Herşeyini… Her yerini…” deyip sokmaya devam ediyordum. Elimden geldikçe bu romantik ama gizli sevişmemizi dahada ateşlendirmek için, sessiz, sakin, yavaş bir tempoda beceriyordum karımı. Karım iki bacağını ayırıp, belime iyice sarıp, içine girişlerimi kontrol ediyordu. “Senin bu sikin var ya, nasılda dolduruyor içimi. Her yerimi dolduruyor. Ahh. Evet erkeğim. Çok güzel. Beni harika sikmen beni delirtiyor…” deyip dudaklarıma yapıştı.
Bir süre daha pompaladıktan sonra çıktım içinden karımın. Eğilip, o mis gibi kokan amını yalamaya başladım. Karım artık inlemelerini tutamıyordu. Demet eğer uyumuyorsa, kesin duyuyordu bizi. Bir parmağımı ağzına verdim karımın. Ben de diğer elimle baş ve işaret parmaklarını kullanarak amının dış duvarlarını yalamaya başladım. Sonra dilim yavaşça içine kaydı, şimdi iç dudaklar dilimdeydi. Klitorisi herzamanki gibi çok davetkar görünüyordu, karım klitoral orgazmı vajinal orgazmdan daha erken yaşamıştı. Klitorisine dil darbeleri atmaya başlayınca, “Kocacığım geliyoruuum!” dedi.
Ağzımı açıp, zaten sulu amına daha çok baskı yapmaya başladım. Hafif hafif yatağın nevresimin sıkmaya başladı. Karnı kasılmaya ve titremeye başlayınca, boşalması başladı. Deli gibi emiyordum. Karım yatakta kendini sağa sola fırlatmaya başladı ve kendi vücudunu yataktan ayırıp, ‘Dan!’ diye indi tekrar. Karım boşalmıştı. Halen titriyordu. Titremelerinin geçmesini beklerken memelerini emmeye devam ediyordum. Daha sonra karım, “Domalt beni!” deyince, hemen kalktım üstünden…
Karım hemen elleri ve dizleri üstüne, yatağın başına kendi kafası gelecek şekilde domaldı. Her iki deliği de çok davetkardı, aslında o anda götünü sikmek istedim, ama şimdi kayganlaştırıcı nerede bilmiyordum. Karım domalınca süper domalır. Belini iyice yukarı çıkarıp, yusyuvarlak kalçalarını önüme açar… Götünü okşamaya başladım. Uzun zamandır götten sikmemiştim karımı. Göt deliği… Öylesine güzeldi ki. Yavaşça dilimi götürünce, “Aşkım, temizlenmedim, yalama istersen…” dedi, ama dinlemedim. Göt deliğini yalamaya başladım, dilimi içine sokmamaya gayret ederek. Bir elimle de karımın amını yokluyordum. Şimdi dilimle göt deliğini sikmeye, parmaklarımla da amcığına girip çıkmaya başlamıştım. Karım öylesine domalık duruyordu, inlemelerine mani olmaya çalışarak. Yatağın direklerine tutunuyordu.
Tadından asla vazgeçemeyeceğim iki deliğini bırakıp, artık ereksiyondan dolayı ağrımaya başlayan yarağımı yavaşça hizaladım. İçine girince, “Imhhh!” diye bir inleme, ardından ‘Şap, şap, şap!’, odanın içini dolduran, kasıklarımla götünün buluşma sesi. Hızlı hızlı pompalamaya başladım karıma. Karım kafasını geriye kaldırmış, “Becer beni! Daha hızlı! Daha hızlı!” diye inlemekle meşguldü. Götüne bir şaplak attım. Göt deliği o kadar davetkardı ki! Amına hızlı hızlı girmeye başladım, sağ elimin baş parmağını da sıkı göt deliğine sokup, her yerinde beni hissetmesini sağlamıştım. Karım ise sadece sessiz sessiz inliyor, yatağın direklerinin duvara vurmasını engellemeye çalışıyordu. İyice üstüne çullanmıştım karımın…
Yavaşça dizlerimin üstünde doğrularak, sadece ayağım yatağa basacak şekilde sikmeye başlamıştım. Bu pozisyonda karımın o ıslak, nemli ve dolgun dudaklarına ulaşmam daha rahat oluyordu. Karım, “Sevgilim geliyor tekrar, aaaah!” diyerek, tüm sıvıları yatağa akacak şekilde boşaldı tekrar. İçinden çıkıp boşalmasını izleyip, sonra tekrar soktum amına. Karım, “Aşkım, engel olamıyorum, içimden bağırmak geliyor artık!” deyince, dudağına öyle bir yapıştım ki, dillerimiz birbiriyle dans ediyordu resmen.
Sonra amından çıktım, yatağa uzandım. Karımın am sularıyla parlamakta olan sikimi okşamaya başladım. Karım ise domaldı, sikimi ağzına aldı. Bana bakarak yavaş yavaş emiyordu sikimi. Karım ağzına tükürüğü doldurup, sikime fırlattı resmen. Hemen eliyle sıvazlamaya başladı, ben de saçlarını okşayıp, kulaklarının arkasına koydum. Sonra iki eliyle sikimi sıvazlarken, ağzına aldı tekrar. Karımın küçücük elleri, sikimi kavramış, diliyle de ucunu uyarıyordu. Beni çıldırtırdı karımın saksoları. Bir kadın ancak bu kadar istekli ve güzel yalayabilir bir yarağı… Bu kadar güzel yalamasının bir sebebi de izlediğimiz pørnølardı.
Şimdi karım kalkmış, yavaşça sikimin üstüne çömelmiş, bir eliyle am deliğini açarken, öbürüyle sikimi hizaladıktan sonra, ‘Lark!’ diye oturdu. Baya bir kaldı öyle. Sonra, eliyle kafamı tutup, “Ben boşaldım, şimdi sana öyle bir seks yaptıracağım ki, aklın hayalin duracak!” deyip, dudaklarıma yapıştı. Yavaş yavaş sikimin üstünde inip kalkmaya başladı. Ve hastası olduğum bir diğer mükemmel hareket. Sikimi içine alırken, kıvırması beni deli ediyordu. Ve karım, biraz hopluyor, onunla beraber iri memeleri hopluyor, bir anda yavaşça kırıtarak alıyordu dibine kadar…
Dudaklarımdan çekti dudaklarını. Eliyle benim vücudumdan destek alarak inip kalkmaya başladı tekrar. Ben ise kollarımı yana, ellerimi kafamın arkasına almış, bu kadının, bu seks tanrıçasının, inip kalkan memelerini, mimiklerini izlemekteydim. Ben şanslı bir erkektim. Memelerinin sallanması beni deli ediyordu. Yatak gıcırdamaları, benim hırlamalarım, karımın ahlamaları… Yavaş yavaş finale geliyorduk. Karım benim hırlamalarımı iyice hissedince, iyice oturup kalkmaya başladı. “Karıcığım, geliyor, geliyooor!” deyince, “İçime, içime! Zevkimiz bölünmesin aşkımmm!” diye devam ediyordu.
Karım da oturup kalkmadan yorulmuştu. “Yeter bu kadar erkeğim, birazda sen pompala!” lafını duyduktan sonra, karımın belinden tuttum. Hafif kaldırdım ve sokup çıkarmaya başladım. Ben soktukça taşaklarım karımın göt yarığına kadar vuruyordu. Karım, “Ihıhıh! Ihh! Evet! Evet! Aşkım, ben de yaklaştım, sabret, beraber boşalalım!” deyince, daha geç boşalmak için tempomu düşürdüm. Daha derine hareketlerle sokup çıkarmaya başladım. Biraz daha tahrik etmek için meme uçlarını sıkmaya başladım, bir fındık kadar sertleşmişti meme uçları. Yoğurmaya başladım. Ve hızlandım. “Muraat! Muraat! Geliyorum!” deyince dahada hızlandım. “Ben de karıcığım, bendeee, ahhh! diye inlemelerim karımın hırlamalarına karıştı, ikimiz de aynı anda boşalmaya başladık…
Döllerim içinde, karımın sıcaklığını halen duyuyordum. O ise üzerimde kasılmakla meşguldü. Kasılmaları bitince, “Erkeğiimmm!” diye sarıldı bana. Sırtı terden ıpıslak bir şekilde sırtını okşamaya başladım. Halen içindeydim. Sikim inmemişti. Baya bir süre içinde durdum, öpüştük o sırada. Ufak ufak hareketlerle pompalamaya başladım tekrar. Nasıl olsa inmemişti. Karım resmen hopluyordu üstümde. Ama neden bilmem, ereksiyonumu devam ettiremedim. Bunu, sikim karımın amından çıkmasıyla anladım. Denedim tekrar, ama giriyor, bir süre sonra kendiliğinden çıkıyordu. Sikimi tamamen çıkardım. Karımın amcığından sızan döllerim ve am suları benim sikime süzülmeye başlamıştı. Karım elini attı amına, bütün dölleri sikimin üstüne akıttı…
Sonra da eğilip, yavaşça sikime bulaşmış tüm sıvıları emdi. “Bu arada, benim de amcığım çok lezzetliymiş, sulardan anladım!” diye espri yapıyordu. Hepsini temizleyip, dölleri yuttu. Sonra kalkıp, çırılçıplak bir şekilde kapıyı araladı. Sağa sola baktı, Demet ortalıkta mı diye. Gitti salona. Döndüğünde bir paket sigara ve küllükle girdi odaya. Benim göğsüme yatıp, sigara yaktı. Bir nefes çekip bana uzattı tekrar. Sigaralarımızı içerken, o benim kıllı göğsümün kıllarıyla oynuyor, ben de saçlarını okşuyordum. Sonra kendisine bir sigara daha yaktı ve “İğrenç bir şey. Keşke başlamasaydım! Kokusu, sabah uyandığındaki ağzındaki o bok yemiş gibi iğrenç tat! Ama orgazmdan sonra çok güzel oluyor ya!” deyip gülümsedi.
Bazı geceler, yani seks yaptığımız gecelerde aralarda sigara içerdik. Çok rahat bir paket biter geceleri. Yatak odamız o seks kokusundan sonra sigara kokusuna döner. Ben de pişmandım sigaraya başladığıma. Hatta ereksiyonlarımı daha uzun tutmak amacıyla bırakmak istedim. Ama her sikişimden sonra yaktım bir tane, sohbet ederken iyi gidiyordu çünkü.
-“Seni seviyorum erkeğim!”
-“Ben de seni karıcığım!”
“Çok şanslıyız. Evliliğimiz harika. Seks yaşantımız mükemmel. Hatta mükemmel ötesi. Beni uçuruyorsun Murat! Bitiyorum sana erkeğim!”
-“Karım benim, senin vücudun deli ediyor beni. Olmadığın gecelerde senin hayalinle yaşıyorum. Aşığım sana deliler gibi!”
-“Dünyanın en mutlu kadınıyım. Bozulmaz bu değil mi Murat?”
-“Asla bebeğim. Asla. İzin vermeyeceğim buna!”
-“Nazar değecek aşkım!”
-“Bence de. Demet’in nazarı değebilir valla…”
-“O nereden çıktı ya?”
-“Aşkım, yatak gürültülerimiz gitti biliyorsun değil mi?”
-“Ay sahi mi?”
-“Tabi ya!”
-“Off! Amma rezil olduk kıza ya! Hep senin yüzünden piç kurusu ya!”
-“Niye be? Karımı sikmek suç mu?”
-“Deme öyle ya utanıyorum!”
-“Hahahha. Orgazm olurken hiçte utanmıyorsun ama!”
-“Nasıl yani?”
-“Aşkım. Orospu diyorsun kendine. Fahişe diyorsun. Sik beni diyorsun!”
-“Off! Ben ne dediğimi biliyor muyum ya!”
-“Hoşuma gidiyor ama. Hatta sen de küfret bana ya!”
-“Nasıl yani?”
-“Et işte. Yani, romantizm güzel ama, ‘Orospunum’ kelimesi delirtiyor beni!”
-“Utandım Murat ya!”
-“Utanma ya. Kocanım ben senin. Orospu!”
-“Pislik. Hayvan!”
-“Fahişe!”
-“Piç kurusu. Orospu evladı!”
-“Küfür yakışıyor lan sana!”
-“Hayvansın ya… Aşkıım, çişim geldi ya!”
-“Bana ne güzelim? Git işe!”
-“Off, tamam ya. Uzatsana külodumu…”
-“Ya ne yapacan külodu? Git işe işte! Ne yapayım, şişe mi getireyim?”
-“Ayy, valla kalkamayacağım yerimden ya…”
-“Üşengeç orospu! Ya git işe işte!”
-“Ama Demet?”
-“Aşkım, Demet’in götünde pireler uçuşuyor. Görmez bile!”
-“Ya uyandıysa?”
-“Eee? Ne yapayım, ninni mi söyleyeyim kadına?”
-“Sen var ya, salaksın, hemde ağır salak!”
-“Selda, biraz daha saçmalarsan yatağa işeyeceksin, kalk, artık napıyorsan yap!”
-“Tamam ya, ooof!”
Karım kalktı yataktan. Ben halen sigara içiyordum. Aslında karımı işerken izlemeyi severim. Böyle eliyle kapatır amını, (Ya git ya!) der, tatlı olur yani. Ben de kalktım. Sikim önümde sallanıyordu. Tuvaletin kapısını açtım. Karım beni görünce, “Git buradan, Demet görecek yaa! Ay napıyorsun, kapat şu kapıyı, işiyorum görmüyor musun?” dedi. Gülümsedim. Ama karım, “Aşkım, kapat bak! Valla kapat ya! Bak iğrençleşirim, kapat şu kapıyı!” deyince hemen kapattım. Anladım çünkü… Salak Karım ya. Hemen odaya gittim. Sifonu çekti, yavaşça geldi karım. “İğrençsin Selda!” dedim. “Hahahah, sen yapmıyorsun sanki, gerizekalı!” dedi. Hemen gene göğsüme yattı…
-“Ya Murat, Demet bizde baya bir kalacak gibi…”
-“Kalsın, ne olacak?”
-“Ya bence de kalsın. Hatta boşansınlar. Ne demek ya tecavüz? İğrençlik, insanlık dışı!”
-“Öyle. Yani dövmek gene bir derece. Ama tecavüz…”
-“Murat! Kızın götünü sikmiş ya!”
-“Oha! Şerefsiz piç!”
-“Orospu evladı ya! Hayvan! İnsan değil o Yavuz. Elime geçse, bir kaşık suda boğacağım!”
-“Selda, sen bu öfkeni sakın ola ki Demet’e gösterme. Kız zaten patlamaya hazır bomba. Mahvedersin herşeyi!”
-“Merak etme, senin karın akıllı bir kadın. Ama… Yani, kız acıdan bayılmış…”
-“Ee, kuru kuru mu yapmış?”
-“Tükürük atmış sadece. Of, iğrenç ya. Tamam ya kapatalım bu konuyu!”
-“Tamam bebeğim, tamam. Demet dilediği kadar kalabilir. Yarın yemeğe gidelim ama, yarın günlerden neydi?”
-“Aklın fikrin beni sikmekte olduğundan, hangi gün olduğunu bile unuttun gerizekalı moron. Pazar!”
-“Pazar mı? E süper. Tüm gün beraber oluruz. Ama itiraz ettirme. Sabah kahvaltıya gidelim o zaman Emirgan’a!”
-“Anlayışlı kocam benim!”
-“Yılışma hemen!”
-“Tamam be! Saat kaç?”
-“3.”
-“Biz kaçta sevişmeye başladık?”
-“İşte saat 12 gibi, memelerine elliyordum…”
-“15 dakika orda geçse… Bir saattir geyik yapıyoruz… Yaklaşık olarak 1 saat 45 dakika hiç çıkarmadan pompaladın aşkım!”
-“Kısa sürmüş be!”
-“Mal mısın ya? Hasta beyinli! Yavuz erkenci, 10 dakikaymış rekoru!”
-“Aşkım, ben kontrol edebiliyorum!”
-“Sahi, o nasıl oluyor ya?”
-“Şimdi bak. Çok basit aslında. Önce senin zevk alman gerektiğini kendime yineliyorum. Bu bana güven veriyor bir kere. Sonra, seni yalarken tam konsantre oluyorum. Her sevişmemizde, nereden daha çok uyarıldığını bulmaya çalışıyorum. Genelde kulak memelerine nefes verirken kasılıyorsun. Sonra, sakso çekerken bana, hep başka şeyler düşünüyorum. Yani seni izliyorum, ama başka şeyler düşünüyorum. Garip bir şekilde bana sakso çekerken zevk alıyorum başka şeyler düşünürken tabi. Garip bir şey. Sonra, evlendiğimizden beri dikkatini çekmiyor. Ben neden sık sık çıkarıyorum içinden diye düşündün mü hiç? Kendimi senelerdir alıştırdım. Tempoyu ayarlıyorum. Bazen hızlanıp, bazen yavaşlıyorum. Ama ön sevişmede çok uzun tutuyorum, sen azıyorsun zaten. Boşalacağım anda çıkarıyorum deliklerinden. Biraz o sikimin ucundaki zirve anındaki hissin geçmesini bekliyorum, ya öpüşüyor oluyoruz yada yalaşıyor oluyoruz. Sonra gene giriyorum. Böyle böyle alıştım artık…”
-“Bir seks experiyle evliyim ben ya!”
-“Öyle. Ama kendime güvenmem çok önemli. Sen de bu güveni bana veriyorsun zaten.”
-“Beni sikerken kendimi kaybediyorum. Bağırıyorum, çağırıyorum. İçime her sokuşunda hissediyorum sikinin her milimini. Ben de kendimi zevke endekslediğimden sık sık boşalıyorum… Mesela Demet boşalmazmış hiç.”
-“Ya bana ne Demet’ten aşkım? Kendini neden Demet’le kıyaslıyorsun?”
-“Bilmem. Biz kadınların doğasında var bu. Yani sürekli bir kıyaslama. Çünkü, biz sadece sahiplenilmek ve sahip olmak için varız bu hayatta. Bak Murat, biz kadınlar için her şey bütün. Sevgi, aşk, heyecan, seks. Yani bunlar bir zincir. Bu zincirin bir halkası bozuldu mu, hayat allak bullak olur bizim için. Biz bu zincirsiz yaşayamayız. Yaşar gibi görünürüz, ama sadece katlanırız. Çünkü kocalarımız bizim sahibimizdir. Sadığızdır.”
-“Saçmalama Selda. Ne sadıklığı? Etraf kocasını boynuzlayan kadın dolu!”
-“Bak, bunun sebebi ne biliyor musun? Halkayı tamamlamak istiyorlar. Mesela, bir kadın düşün. Kocasıyla harika bir evliliği var. Herşey güzel. Çocuklar var, aile yaşantısı tamam. Aşk tamam. Sevgi tamam. Ama adam iktidarsız. Kalkmıyor. Kadın önce bekler, suçu kendinde arar. Acaba beni beğenmiyor mu? Beni güzel bulmuyor mu? Değiştirir kendini. Halen yok mu? Halka tamamlanmadı mı? Sorun başlar. Sorunlar katlanır. Diğer alanlara yansır. Ve onu heyecanlandıran bir şekilde, belki yanlış ama, buna aldatma denir, gider, verir birine. Cinsel halkası tamamdır. Ama nereye kadar? Yani çok karışık ya. Anladın ama değil mi?”
-“Anladım da, hayırdır Selda hanım? Aldatılıyor muyum yoksa?”
-“Saçmalama. Fiziken de, ruhen de bir aldatma yok! Asla! Yani benim her şeyim tamam. Tek çocuk eksik, oda olacak kısmetse…”
-“Ruhen?”
-“Yani bence aldatmak fiziken olmaz sadece. Bir kadın kocası onu sikerken başka bir erkeği düşünüyorsa, oymuş gibi veriyorsa kocasına, orgazm taklidi yapıp onu kandırıyorsa, aldatır.”
-“Vay be. Çok derinsin bebeğim bu gece!”
-“Öyle ama Murat. Düşünsene. Ben senin altında inlerken, başka bir erkeği düşünebilir miyim?”
-“Düşünme zaten! Öldürürüm seni!”
-“Düşünmüyorum da. Peki sen beni sikerken başka bir kadın düşündün mü hiç?”
-“Yok. Asla. Yani olmadı…”
-“Tereddüt ettin?”
-“Selda. Saçmalama aşkım!”
-“Şaka yapıyorum bebeğim. Yani, örneğin sanal seks. Aldatmanın alası. İlla ki bir fiziksel temas gerek yok ki. Yani sanal seks yaparken, karşındakini başka olmasını istediğin bir bedene koyup heyecanlar yaşıyorsun. Aslında hem kendini, hemde karşındakini aldatıyorsun.”
-“Peki çok sevgili Selda hanım. Aldatmak heyecandır diyorlar. Neden?”
-“Çok basit. Mesela, bir çocuk düşünelim. O çocuğun her şeyi tamam olsun, aile sevgisi, oyuncaklar, okul. Ama hayranı olduğu bir oyuncak olsun. Almamış, alınmamış bir şekilde. Yani bir sebeple sahip olmamış. Bak her şeyi tamam diyorum. Yani oyuncakları, okulu. Ama tek oyuncağı olmasın. Ona sahip olma hayali bile nasıl heyecanlandırır. Yalan mı? Hele sahip olduğunda. Heyecandan duramaz. Hep onunla oynar.”
-“Doğru aslında. Ama şurada bir sıkıntı var. O oyuncaktan sıkılabilir?”
-“Belki. Ama o zaman diğer oyuncaklarına dönebilir? Canı istediğinde oynar gene? Yani, ona sahip olmuştur ki artık o. Yani oynaması falan önemli değildir. Önemli olan ona sahip olması, eksikliği gidermesidir.”
-“Sen filozof falan mısın karıcığım?”
-“Değilim. Ama Demet’in yaşadıklarını duyduktan sonra… İyice düşünüyorum bunları.”
-“Üzüldüm ben de Demet’e üzülüyorum. Hemde çok. Tecavüz olayını bilmiyordum ama. İyice üzüldüm. Sence toparlanır mı?”
-“Toparlanmalı. Neler yaşanıyor hayatta. Tamam, iğrenç bir olay. Gurur, onur her şey gidiyor. Bence cinsel bir suç değildir tecavüz. Nefret suçudur!”
-“Öyle valla!”
-“Bebeğim saat 4’e geliyor. Uyusak mı?”
-“Yaa, bir kere daha karıcığım!”
-“Olmaz aşkım. Yoruldum zaten. Bir saat daha sikilmeyi göze alamam. Yarın yapsak?”
-“Tamam meleğim. Ver bakalım kocana bir dudak!”
-“Al…”
-“İyi geceler karıcığım!”
-“Böyle mi uyuyacaksın ya?”
-“Ne olcak?”
-“Aşkım! Yalnız değiliz. Yani Demet var. Hadi giy külodunu!”
-“Yaaa. Aşkıım! Giymesem? İçinde uyumak istiyorum…”
-“Of ya. Tamam, kapat kapıyı!”
-“Kapatıyorum bak…”
Karım küloduna uzandı. Elinden kaptım külodu. Biraz fısıltılaştık, sonra ikna oldu… Hemen yattık, ben de yorulmuştum. Ellerim gene uslu durmuyordu ama. Sikim de tabi… Gene kalkmıştı. Karım bana yan dönmüş şekilde, yani dudak dudağa uyuyorduk, ama sikim karımın amına hizalanmış bir şekilde ayakta duruyordu.
-“Kalktı mı gene?”
-“İndi mi ki?”
-“Aşkım. Olmaz!”
-“Of!”
-“Ya giysene donunu! Ver benim külodumu da!”
-“Vermem!”
-“Murat, ver şunu!”
-“Hayır. Alamazsın!”
-“Orospu çocuğu!”
-“Kaşar!”
Sikimi tuttu karım, yavaşça amının içine soktu, yapıştı bana.
-“Uyu işte, bak içimdesin!”
-“Çok sıcak Selda yaaa…”
-“Öyledir. Ama uyu. Hadi iyi geceler!”
-“Bari, sen uyurken yavaşça siksem?”
-“Murat! Uyumak istiyorum!”
-“İyi be!”
-“İndir o sikini bu arada!”
-“Artık ne zaman inerse. Uyu be. Tamam!”
-“İyi geceler erkekim!”
-“Sana da karıcığım!”
Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32