Abazan Liseliye Kıyak (Dördüncü Bölüm)

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Abazan Liseliye Kıyak (Dördüncü Bölüm)
Son görüşmemizden sonra Gürkan’a olan sevgimin aşka dönüşmeye başladığını hissediyor ve biraz korkuyordum. Onun kılına zarar gelmesini istemiyor, onun gülüşünü, kokusunu, konuşmasını özlüyor, hayal ediyordum. Ama yaşı nedeniyle ona sahiplenmek gibi bir lüksüm, doğrusu böyle bir derdim de yoktu. Bir an önce başkalarıyla da beraber olmasını istiyordum aslında. Ama bir yanım da sadece benle olsun, beni sevsin istiyordu. Genç oğlanlarla birlikte olmanın çelişkileri bunlar.

Üstelik seks konusunda da çelişki yaşıyordum. Onun vücudunun her noktasını seviyordum. Sikini, taşaklarını, her yerini seviyor, onu ağzıma almaktan inanılmaz bir zevk alıyordum. Başkalarıyla olan deneyimlerimde her zaman tercih etmediğim bir şey olsa da onun beni sikmesi de beni çok mutlu ediyordu. Hem ona zevk vermek, hem onu içimde hissetmek, onun sikerken yüzünde beliren azgın gülümseme, muzip oğlan ifadesi ve bunların arasından bana sevgiyle bakan gözleri bana tarifsiz bir mutluluk veriyordu. Ama son görüşmemizde onun tatlı pamuk götüne duyduğum ilgi artmış, üstelik o da götünde gezinen yarağımı hissedip, belki yakında bana o güzel götü vereceğinin sinyallerini vermişti. İşte burada o çelişkiyi yaşıyordum. Eğer onu sikersem hayatına belli bir yön vermenin sorumluluğunu almak beni korkutuyordu. Şu ana kadar abazan bir oğlanın önüne çıkan seks fırsatını değerlendirmesi, biraz azgınlık, biraz da deneme yapmasından başka birşey olmayan ilişkimiz, bir sonraki aşamada onun eşcinselliğe yönelmesine sebep olursa, ben ona iyi bir abilik yapmış olur muydum?

Gerçi bir-iki kez sikildi diye insanların eşcinsel olacağına da inanmam. Sizlere henüz anlatmadığım bazı anılarımdan, sonradan mutlu mesut evlenen, çocuk yapan arkadaşlarımın vaktiyle sikilmekten nasıl zevk aldıklarını biliyorum. Erkeklerin böyle bir özelliği var. Eğer açık fikirli olabilirlerse abzanlıklarını her şekilde dışa vurabiliyorlar. Ben de Gürkan’a sevişmenin herhangi bir şekilde etiketlenemeyeceğini, biraz zevk almanın, eğlenmenin peşinde oldu diye insanların hemen kadın kıyafetleri giyen, seviştiği erkeklere “kocacım” diye hitap eden zavallılardan olması gerekmediğini, diğer erkeklerle biraz eğlenip, pekala da köküne kadar erkek olunabileceğini aşılamaya çalışıyordum. Bunu hem telefon ve yüzyüze muhabbetlerimizde yapıyor, hem de kendi davranışlarımla örnek oluyordum. Benim erkek olmaktan son derece memnun olduğumu, kadınsı davranışlardan uzak olduğumu görüyor, beni sikerken bile bana saygısını kaybetmiyor, hatta abi demeye devam ediyordu yavrum. Yani eğer onu sikersem birden “ay, ayol” diye konuşmaya başlamayacağından, kızlarla beraber olmaktan vazgeçmeyeceğinden, kadın kıyafetleri giymek gibi yollara sapmayacağından emindim aslında. Ama yine de vicdanım bu muhasebeyi yapıyordu.

Beni hafta içinde telefonla arayınca önce havadan sudan muhabbet ettik. Babası annesinden ayrıldığı için annesiyle yalnız yaşıyordu. Annesi son haftalarda onun moralinde bir düzelme hissetmiş, derslerinde de daha iyi olmaya başladığını gözlemlemişti. Gürkan gülerek “Nedenini söylesem kafayı yer mi acaba” diye dalga geçti. Ben de güldüm. Sonra en son görüşmemizde bana “belki başka zaman” diye söz verdiğini ama emin olmadığını anlattı. Ben de “Bak dostum. Emin olmadığın birşeyi yapmamalısın. Ben senden hiçbirşey beklemiyorum. Eğer artık ben seninle muhabbet etmek hariç hiçbirşey yapmak istemiyorum desen seni yine de çok sevmeye devam ederim” dedim.
“Biliyorum Ömer abicim. Ama sikmenin ne kadar güzel bişey olduğunu görünce sana da o zevki yaşama fırsatı vermem gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca merak ediyorum. Geçen gün seninkini popomda hissedince içim bi tuhaf oldu. Seni içime almak istedim. Sadece.. ibne – ee pardon, gey olmak istemiyorum” dedi.
“Biliyor musun ben de bunu düşünüyordum. Ben de senin eşcinsel olmanı istemem aslında. Zor bir hayat. Toplum baskısını filan siktiret. Sadece, kolay sevgili bulamamak, yalnız kalmak, çocuk yapamamak gibi bir sürü sonucu var. Bu dünyada mutlu olmanın en rahat yolu doğrusu düzcinsel olmak” dedim.”Gerçi artık evlenen, çocuk evlat edinen filan gey çiftler var dünyada, ama bunlar yine de nisbeten zor işler. Seni seven bir abin olarak ben de senin gey olmanı filan istemem”.
“Ama şunu da unutmamak lazım. İçinde baskın şekilde eşcinsellik olmasına rağmen, sırf daha rahat yaşıyım diye bir kadınla evlenen ve hem o kadının, hem çocuğunun hem de kendi hayatını mahveden bir sürü insan var ortalıkta. Eşcinselsen eşcinselsindir. Bunun önüne geçemezsin. Kızları sikebilirsin, hatta sevebilirsin. Ama erkeklere olan ilginden asla vazgeçemezsin. Ben bu yüzden evlenmiyorum bir sürü kızı sikmiş olmama rağmen” dedim. Biraz kıkırdadı ama böyle samimi bir şekilde konuşmam hoşuna gidiyordu.
“Öte yandan, eğer eşcinsel değilsen de seni kimse zorla eşcinsel yapamaz. Abazanlık ve merak nedeniyle bol bol yarak yemiş arkadaşlarım var ki şu anda evli ve mutlular. Sorduğum zaman da akıllarından geçmediğini söylüyorlar. Yani götünü verir vermez ibne olmak, travesti olmak yoktur. Zaten erkek olmaktan memnun değilse, kadın kıyafeti giyip hatta sikinden kurtulup kadın olmak isteyen insanlar götlerini vermeden de öyle hissederler. Onlar farklıdır.”
“Peki bütün geyler kadın mı olmak istiyor aslında abi?”
“Yooo. Yok öyle birşey. Birçok gey erkek olmaktan gayet memnun, sadece sevişmek için kadınları değil diğer erkekleri tercih eden insanlardır. Kadın kıyafeti giyenler hatta kadın olmak isteyenlere gey denmez. Transvestit, transsexüel gibi adları olan cinsiyet biçimleridir. Hatta bunlara cinsiyet kimlik bozukluğu denir literatürde. Ama geylik bir bozukluk değil, bir yönelim olarak geçer.”
“Hmmm, benim için bayağı eğitici oldu. Seninle yaşadıklarımız beni çok azdırıyor abicim. Ama kadın olmak asla istemiyorum. Ayrıca başka erkekleri de düşünmüyorum pek” dedi.
“Peki gözüne kestirdiğin kızlar var mı?” diye sorunca güldü.
“Oohoooo çok hem de” dedi, “ama bana yüz vermiyolar”.
“Merak etme, şimdi artık karşılarında yepyeni, milli olmuş, öpüşmeyi ve sevişmeyi bilen bir Gürkan bulacaklar. Kapında kuyruk olurlarsa şaşma. Olsun şıllıklar. Onlar senin peşinde koşsun bırak” dedim, ikimiz de arsız arsız güldük.
“Başka erkekleri pek düşünmüyorum derken, pek olmasa da düşündüğün var mı peki?” diye sordum.
Telefondan bile utanıp kızardığı belli oldu resmen: “Off Ömer abi senden de hiçbişey kaçmıyo,” dedi, “yan komşumuzun benden bir yaş küçük oğlu var biz onla küçükken doktorculuk filan oynardık, son zamanlarda çocuk aklıma geliyor biraz” dedi.
“Ooo hoşmuş” dedim gülerek, “belki bir gün anlatırsın bana”. Güldü, bir sessizlik oldu.
“Benim sikim kalktı Ömer abi,”
“Yerim onu!”.

Sonraki günlerde bu konuşmalar devam etti. Konuştukça daha da hayran oluyordum yavruma. Konuları anlıyor, kendine güveniyor, başka kimseyi de takmıyordu. Ona bunları söylediğimde “Sayende abicim, benimle eşitin gibi dürüstçe konuştuğun için bana da bir güven geldi” diyerek beni çok mutlu ediyordu. Arada yine onu alıp evime getiriyordum ve artık daha sakince, uzata uzata sevişiyorduk. Zaman zaman seks açlığıyla beni geride bırakıyor, yönetimi eline alıyor, beni soyuyor, yatırıyor, ağzıma veriyor, ağzına alıyor ve sikiyordu. Nefis bir aşık olmuştu. Götünü artık daha rahat dönüyor, yalatıyor, okşatıyor ama içine girmem için birşey söylemiyordu. O bana söylemedikçe ben de onu sikmeyecektim. Ama bütün bunlar bana fazlasıyla yetiyor, onun tatlı oğlan poposunu çok istememe rağmen irademe hakim olabiliyordum. Bazen sevişmelerimiz arasında, bazen de sevişirken okuldaki bir kızdan bahsediyor, ona ne yapmak istediğini anlatırken sanki daha da azıyordu. Bir-iki defa kıza yapacağını anlattığı şeyleri bana yapıp anlatmaya devam etti. Bir defasında, “Onu böyle domaltıcam,” derken beni bacaklarımdan tutup ters çevirdi, belimden tutup çekerek götümü havaya kaldırdı ve onun güzel sikine alışmış götüme kolaylıkla girip “sonra da böyle çatır çatır sikicem Ceren’i, ahh Ceren…” diyerek sikmeye, bir yandan da memelerimi avuçlamaya başladı. Bu tür olaylar bana tuhaf bir haz veriyor, onun benim erkekliğimi unuttuğundan değil, o anlarda bir fantazi ve hayal dünyasında kaybolduğundan dolayı böyle konuştuğunu biliyor ben de gülüşmelerimiz arasında oyunu onunla oynuyordum. Alaycı bir şekilde sesimi kız gibi inceltip “aah sik beni Gürkan’cım, sok amıma, oohhh” gibi sözler söylüyordum. Çok ama çok eğleniyorduk. Sonra yine kendimiz oluyor ve Ömer abisiyle eğlenen, öğrenen tatlı oğlan kimliğinde birbirimizin ağzına, götüne geliyorduk. Benim onun göt yarığını bebe yağıyla yağlayıp arasına sürterek götüne akıtmamı ikimiz de çok seviyorduk. Sonlara doğru taşaklarımı acıta acıta şap, şap diye götüne vurarak akıtınca oğlan zevkten dört köşe oluyor, götünü ileri geri, sağa sola sallayarak bana daha çok zevk vermeye çalışıyordu.

Bir gün yine tatlı talı sevişirken heyecandan yüreğimi hoplatan o sözleri söyledi. “Ömer abicim ben artık denemek istiyorum, bugün beni sikmeni istiyorum, bütün hafta bunu hayal ederek otuzbir çektim” dedi. Gözlerimin nasıl parladığını gizleyemeden emin olup olmadığını tekrar tekrar sordum. Onu sikmeyeceğimi, onunla sevişeceğimi, tatlı götüne hiç yaşamadığı bir zevk yaşatmaktan çok mutlu olacağımı söyledim. Ama eğer herhangi bir nedenden dolayı durmak isterse bana söylemesini ve hemen duracağımı da ekledim. “Sana güveniyorum abicim, bugün senin olmak istiyorum” dedi.

Sarıldım, dakikalarca öptüm, çıplak, tüysüz vücudunun her yerini öptüm, yaladım. Son haftalarda daha geniş bir alana yayılmaya başlamış kasık kıllarını deli gibi kokladım. Ağır ama emin adımlarla 14 santime doğru ilerleyen yarağını gırtlağımdan hafif içeri girene kadar emdim, yaladım. O kadar uğraştım ki birkaç kez gelicek gibi oldu ve beni durdurdu. Azgınlıktan siki durduk yerde zıp zıp zıplıyor, ucundan bal gibi tatlı önsuyu akıyordu. Taşakları iyice yukarı tırmanmış, sikinin köküne yapışıp taş gibi olmuştu. Hala ipek gibi yumuşak taşaklarını da epey bir yaladıktan sonra bacaklarını usulca tutup kaldırdım. Yatakta sırt üstü yatıyor, başının altında iki yastık, heyecan ve efordan kızarmış yüzüyle beni seyrediyordu. Bacaklarını dizlerinin altından iterek iyice kaldırdım ve dizleri neredeyse kulaklarına değecek gibi iki büklüm yaptım oğlanımı. Tersdönmüş götünün altına da iki yastık koydum, bacaklarını bıraktım. Bunun üzerine yavrum kollarını bacaklarının altından geçirip ellerini başının altında kenetledi. Heyecandan ikimizin de kalbi küt küt atıyordu. Bu pozisyonda güzel götünü çok yalamıştım. Ama sonrasını düşündüğümüz için ikimiz de heyecandan ses çıkaramıyorduk. Yine de, bacaklarının arasından gizli bir gül gibi ortaya çıkınca küçük deliği, kimbilir kaçıncı kez gördüğüm manzara karşısında azgınca inlememe hakim olamadım. Daha inlemem bitmeden ağzımla daldım pembe-beyaz deliğe. Yaladım, emdim, dilimi sivri bir organ haline getirip dilimle siktim yumuşak arka geçidini. Yüzümün iki yanında pamuk göt yanaklarını hissetmek, bütün yüzümü o harika göte yapıştırıp arada hırsla çanaklarına saldırmak, emmek, hafifçe ısırmak, iyice azıp ara sıra bir çanağına şaplak atıp elimle mıncıklarken başparmağımın kenarıyla küçük yıldızını ovalamak, beni resmen deliye çeviriyordu. Tatlı oğlanım başını iki yana sallıyor, pelte gibi olmuş göt bölgesini iyice gevşetmiş ne olacaksa olsun der gibi bana bırakıyordu.

Kafamı kaldırıp iki elimle iki beyaz butunu tutup bir baktığımda sikime dokunmadan fışkırtacak gibi oldum. Karşımda gevşeyip biraz açılmış, krater gibi dudakları ortaya çıkınca adeta bir küçük am gibi görünen oğlan deliği bana göz kırpıyor, azgınlıktan sikinin bacakları arasından her zıplayışında kapanıp açılıyordu. Bu tatlı, yumuşak, yıldızı, bu güzel oğlan amını saatlerce seyredebilirdim. Ama yapmak istediğim başka şeyler vardı. Ağzımla bir-iki dakika daha daldım aniden, oğlanımın zevk bağırtılarına aldırış etmeden. Bu arada yatağın yanında, buluşmalarımızda hep hazır olan lubrikant jeli aldım ve dilimi tatlı götten çıkarmadan parmağımın ucuna biraz döktüm. Ağzımı kaldırıp bir son kez baktım bakir deliğine yavrumun. Orta parmağımdaki jeli usulca yerleştirdim deliğin üstüne ve sadece jeli yaymak için parmağımı gezdirmeye başladım o pembe göt amcığında. “Ahhh” diye inledi yavrum. Heyecandan zaten titreyen götü sikinin kasılmalarıyla yine göz kırpmaya, üzerinde gezinen parmağımı içeri mi alsın dışarı mı atsın bilemeden açılıp kapanmaya başladı. “Gevşet götünü yavrum,” dedim “ne yaparsan yap götünü sıkma, bana bırak güzel deliğini, onu acıtmıycam merak etme” dedim. Buna yardımcı olması için güzel yarağını, taşaklarını yalamaya, emmeye başladım. Bir yandan parmağımla tatlı amcığını sıvazlamaya devam ediyor, en küçük bir fırsat, bir gevşeme yakaladığımda jeli deliğinden içeri itmeye, parmağımın ucunu bulduğum en ufak aralıktan içeri sokmaya çalışıyordum. Arada istemsiz olarak götünü sıkarsa hemen parmağımın ucunu çıkarıyor, sabırla yine gevşemesini, o tatlı oğlan amını açmasını bekliyordum.

Bir ara, yarağının gırtlağıma dayandığı bir anda yumuşak deliğinin iyice açıldığını hissedip, orta parmağımı ilk boğuma kadar soktum ve durdum. Hemen istemsiz olarak götünü sıkıp “ahh” dedi. “Gevşe yavrum, gevşe canım, bak duruyorum, birşey yok, birazdan alışacak götün, gevşet onu” dedim. Saniyeler içinde parmağımın etrafındaki baskının azaldığını hissettim. “Aferin yavrum, aferin sana” dedim ve taşaklarını usulca yalamaya devam ettim. Parmağımın çevresi iyice rahatlayınca parmağımı hafif hafif, bir milimetreden bile az hareketlerle, götünün içinde tatlı bir vibrasyon yapacak şekilde oynatmaya, titretmeye başladım. Yavrum “Aaahhhh” diye inliyor, daha önce dilimin yaptığı şeyi bu defa biraz daha kalın ve sert bir organdan hissetmenin şaşkınlığını yaşıyordu. Çok sürmeden deliğinin açıldığını hatta parmağımın geri kalanını içine emer gibi aldığını hissettik ikimiz de. “Ooohhhh abiiiii” diye inledi gözleri faltaşı gibi açık seyrederek yavrum. Parmağımın gerçekten de götüne girdiğini gördükten sonra zevkle “aaaaahhh” diyerek başını yastığa koyunca güzel sikini yine gırtlağıma kadar emip parmağımı bu defa biraz daha uzun, belki yarım santimlik hareketlerle ileri geri yaparak yavrumun tatlı götünü sikmeye başladım.

“Off abicim, bu güzel bir duygu gerçekten, hiç acımıyor şu anda. Ayrıca sanki içerden gıdıklanıyormuşum gibi oluyor” dedi.
“Aferin yavrum” dedim gülerek, “götün yumuşacık, sıcacık, çok güzel gevşettin onu, parmağım çok rahat sikiyor tatlı deliğini”.

Bunun üzerine biraz cesaretlenip ikinci parmağımı dahil ettim olaya. Yavrum götündeki parmağımın zevkiyle meşgulken işaret parmağıma da biraz jel koydum ve usulca orta parmağımın yanından sokmaya başladım. Bir an başını kaldırıp baktı, anladı, başını yastığa koyup bilinçli bir şekilde götünü gevşetti. Göt kaslarını kullanmayı da şimdiden öğrenmeye başlamıştı. İşaret parmağımı bir iki ani nefes alışıyla durup bekleyerek, ama kısa süre içinde tatlı oğlan mağarasının derinliklerine ulaştırdım. Bir süre sonra iki parmağımla rahatça siktiğimi hissedince “off şimdi daha da güzel oldu” dedi ve kendi söylediğine güldü. Gülünce istemsiz olarak ıkındığı için götü daha da açılınca ben fırsattan istifade yüzük parmağımı da kardeşlerinin yanına gönderdim. Bir anda ağzını “O” der gibi yuvarlak yaptı, hiç ses çıkarmadan başını aniden yastıktan kaldırıp hızlı hızlı nefes alıp verdi. Üçüncü parmağım girince kasılan deliği nefes alıp vermeler sonunda yine gevşedi. Artık zamanı gelmişti.

“Hazır mısın Gürkan’cım?” dedim.
“Sanırım” dedi, “acı yok şu anda, sadece götüm çok dolu sanki”.
“Normaldir o. Birazdan daha da dolacak. Senin bu muazzam götüne girmek benim için bir şereftir. Ama son kez emin misin?” diye sordum.
“Abicim, seni çok seviyorum. İçimde hissetmek istiyorum. Eminim, güven bana, sok artık güzel sikini götüme, hadi daha fazla bekletme, götüm o kadar gevşedi ki, sana hazırım artık” dedi yavrum azgın bakışlarla.
“Geliyorum yavrum. Hayatımın en güzel anını yaşamaya, senin götünü almaya geliyorum” dedim şehvetle. Parmaklarımı çıkarmadan jel tüpünü alıp yarağımın başına da biraz jel sıktım. Dizlerimin üstünde oğlanımın götünün altına geldim, üç parmağımla usulca sikmeye devam ettim. Onun “Aaaahhhh” inlemesi eşliğinde yavaşça parmaklarımı çıkardım. Güzel oğlan amı iyice açılmış, kapanmak istiyor ama kapanamıyordu.

Bacaklarını kaldırıp omuzlarıma dayadım. Yarağımın başını o güzel göt amcığına yapıştırdığımda ikimiz de şehvetle iç geçirdik. Sikimi deliğin üstünde kaydıra kaydıra gezdirdikten sonra “Ben sokarken acı duyarsan tuvaletteymiş gibi ıkın güzelim” dedim. Korku ve heyecan karışımı bir ciddiyet ifadesiyle fısıldar gibi tamam dedi. “Ama deliğini gevşek bırak, sadece içerden ıkın” diye de uyardım. Sonra yavaşça itmeye başladım yarağımı. Oğlanımın gözleri yine iyice açıldı, ağzı O şeklini aldı, ve söylediğim gibi ıkınmaya başladı. O an tatlı oğlan amının yine açıldığını hissettim ve yavaşça sikimin başını, başın bittiği yere kadar soktum ve durdum. Elinde olmadan, bir refleks olarak sıktı götünü. Ama sikimin başı gövdesinden çok büyük olmadığı için çok acımadı sanırım. Bir ah dedi sessizce, yüzünde de hafif şiddette bir acı ifadesi belirdi. “Tamam yavrum, aferin canım, başı girdi bak. Böyle duruyorum, daha fazla sokmuyorum. Ama acıyorsa söyle çıkarıyım hemen. Duralım istiyor musun?” dedim.
“Hayır, çıkarma. Çok acımıyor. Biraz yırtılma ve yanma hissi var. Geçicek şimdi di mi?” dedi tatlım.
“Şimdi geçicek, merak etme. Sen gevşet güzel götünü. İyice gevşet. İşte böyle. Aferin canım. Aferin sana.” Böyle durdum yavrum iyice gevşeyene kadar. Sikimin kafası böyle tatlı bir oğlanın götüne girmeyeli yıllar olmuştu. O yüzden ben de zaten biraz daha devam etsem dayanamayıp patlardım. İkimiz de sakinleşene kadar öyle durduk. Birazdan “Tamam abi, devam edebilirsin hiç acımıyor artık” dedi. Gülümseyerek sikimin başını tıpkı az önce parmağımla yaptığım gibi milimetrik hareketlerle sokup çkarmaya başladım. Deliğinde sikimin çok az da olsa ilk hareket etmesiyle bu yine gözlerini açıp bir şaşırdı ama götünü sıkmadı. Bir yandan da ıkındığını hissedebiliyordum. Sikimi her sokuşumda biraz daha ileriye gidiyor, düz bir gövdesi olan 15 santimlik yarağım içeri girdikçe daha da alışan oğlanımın götünü gevşetip açtığını hissediyordum. Böyle 5 dakika uğraşarak sonunda inanılmaz bir zevkle götünü taşaklarımda hissettim yavrumun. “Aldın oğlum, hepsini aldın sikimin!” diye sevinçle bağırdım. Bacaklarının arasından şaşkınlıkla baktı. “İçimde bir odun var sanki” dedi. Gülerek, “Sağol ama alışık olmadığın için sana öyle geliyor” dedim, o da güldü. “Resmen sikiyosun beni Ömer abi, benim bekaret gitti” dedi. Dudaklarına yapıştım. Bacaklarını arkamdan götümün üzerinde kenetledi, bana hırsla sarıldı ve yarağım köküne kadar içinde, ateşle, şehvetle öpüşmeye başladık. Öpüştükçe götü iyice açıldı liseli azgın oğlanımın. Artık ben de hazırdım.

Sadece götümü kaldırıp indirerek sikmeye başladım. Yılların hırsıyla yarağımı başına kadar çıkarıp sonra köküne kadar sokuyor, oğlanımın tatlı amının yumuşak duvarlarının yarağımın her yanını sardığını hissediyor, azıyor ve daha da hızlı vurmaya başlıyordum. Götüm inip kalktıkça, vuruşumun şiddetiyle Gürkan’ım altımda yukarı doğru fırlıyor, sonra yerçekiminin etisiyle yine aşağı iniyor bir sonraki vuruşumla yine yukarı fırlamak üzere gözleri nerdeyse kapalı, ağzı yarı açık bir şekilde bekliyordu. Sikmeye hiç ara vermeden onun yumuşak boynunu emiyor, onu hem götünden hem boynundan ürpertiyordum. Sikiş darbelerimin etkisiyle sesi titreyerek “Aaahhh, Ömer abicim, bu ne güzel bir duygu, yarağın içimde yılan gibi kayıyor, ooohhhh” dedi. “Gürkan’cım, hayatımda hiç kimseyi sikerken böyle duygular yaşamadım, seni çok seviyorum yavrruuummm” diye bağırdım. Bunun üzerine deli gibi ağzıma yapıştı yine. Bacaklarını iyice açıyor, ayaklarıyla götüme vuruyor, götünü alttan kaldırıp sikimi daha da derinlere almak ister gibi azgınca vuruyordu. Taşaklarım arada ezilip sıkışıyor, bundan duyduğum acıyla daha da hırsla sikiyor adeta oğlanımın güzel amına koyuyordum.

“Abi beni arkadan sikmeni istiyorum. Merak ediyorum” deyince, sikimi plop diye çıkardım yavrumun götünden. “Offff bomboş kaldı götüm, hadi sok hemen” diyerek yatakta ters döndü, başı yastıkta götü havada beni beklemeye başladı. Bir an o pamuk götün önümde domalışını hayranlıkla ve hayretle seyrettim. Ne şanslı bir adamım ben diyerek o harika oğlan götüne arkadan geçirip, kökledim ve o inanılmaz pamuk yumuşaklığını, bütün götünü, kasıklarımda, bacak aralarımda, taşaklarımda hissettim. “Offf yavrum, nefis sikiliyorsun, harika götüne koymak inanılmaz güzel, ne çabuk öğrendin, aslanım benim” diyerek ona duygularımı anlatmaya çalıştım. Yüzünün yarısı yastıkta olduğu için boğuk ama azgın bir sesle “Abicim o kadar güzel sikiyosun ki, öğrenmemek elde değil, harika bir duygu bu, domalt beni, sik beni” dedi. Alttan omuzlarını tutup vuruşlarımın şiddetiyle benden kaçmasına engel oldum ve beyaz götüne şak şak vurarak daha da hızlı sikmeye başladım. Emin olmak için sorduğumda hiç acı kalmadığını istediğim kadar hızlı sikebileceğimi söyleyince bütün tedbiri elden bıraktım ve hayatımın en çılgın sikişinin tadını çıkardım. Böyle çok gidemezdim, bir elimle alttan onun güzel yarağına asıldım ve son hızla sikmeye başladım. Birazdan yarağımın etrafında bir hareket oldu. Oğlanım bağırıyor, götü sikimi daha bir sert sıkıyor, yarağım pamuk götünün içinde şekilden şekile giriyordu. Elimdeki ıslaklıktan oğlanımın geldiğini anladım ve gerek sikimin etrafındaki hareket, gerekse anın muhteşemliği karşısında dayanamayıp “Aaahhhh yavruuummm, Gürkan’ımmmm, akıtıyorumm götüne oğlanımm, al abinin döllerini içine, ooohhhh” diyerek fışkırtmaya başladım. Hayatımda hiç bu kadar akıtmamışımdır. Kaç kere fışkırttım bilmiyorum yavrumun götüne ama azgınlıkla bir yandan da sikmeye devam ettiğim için götünün içinden vıcık vıcık sesler geliyor, götünden fışkıran döllerim taşaklarıma bulaşıyor, çıkan sesleri daha da arsız yapıyordu. Sonunda dayanamayıp köküne kadar dayadım, taşaklarımı da götüne sokmak ister gibi yüklenip oğlanımın üstüne yığıldım. Ağırlığımla o da çöküp yüzüstü yattı. Öyle kaldık.

Birazdan sikim küçülüp götünden fışkırır gibi çıkınca yine güldük. Sırt üstü yatağa uzanıp tatlı sevgilimi de üstüme yüzüstü uzanması için tutup döndürdüm. Her yer, üstümüz başımız, yatak, döllerimizle ıslanmıştı. Öpüşmeye başladık. Götünü mıncıklıyor, parmağımla yumuşak deliğini yokluyordum. Çaktırmadan baktım kan filan var mı diye. Çünkü kendimi kaybedip çok abanmıştım. Ama tertemizdi yavrumun götçüğü. Sadece döllerimle yıkanmış gibiydi.
Gözgöze geldik. Güldü, başını omzuma koydu. Tüysüz yanağını, boynunu, omzunu, burnunu, alnını, saçlarını, ulaşabildiğim heryerini yüzlerce öpücüğe boğdum. Öpücüklerim yavaşladıkça daha derin nefes aldığını, ve yavaşça uykuya daldığını sonsuz bir sevgiyle izledim.
,

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Abazan Liseliye Kıyak (Birinci Bölüm)

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Abazan Liseliye Kıyak (Birinci Bölüm)
Bir gün arabamla giderken otostop çeken bir liseli gördüm. Genç oğlanları çok seven biri olduğum için fırsatı kaçırmadım ve durdum. Sağol abi deyip yanıma oturdu. İsmi Gürkan’mış. Lise bire yeni başlamış. 15 yaşındaymış. Beyaz tenli, yüzünde, kollarında bir tüy yok. Güleryüzlü, kibar, ince sesi henüz bozulmamış bir yeni ergen. Tam benim sevdiğim gibi 🙂

Havadan sudan konuşurken bir ara dedim ki sen bu kadar yakışıklısın, kızlar peşini bırakmıyordur. “Yok be abi nerde” dedi, “kızlar çok nazlı oluyo, bize bakmıyolar”. “Eee sen de eline talim ediyosundur o zaman” dedim gülerek. Kızardı, güldü, herhalde kendini benim abi tavırlarım karşısında rahat hissetti ve “evet abi, bi kız verse acaip rahatlıycam ama daha kimsenin ağzına bile veremedim, abazanlıktan ölcem” derken usulca pantalonunun üstünden sikini düzeltti. Benden kaçmaz tabii, “bakıyorum düşüncesi bile seninkini havalandırıyor” dedim. Bunu derken de elimle usulca sikine pat pat dokundum. Bu bir irkildi, sonra güldü, “evet abi hep kalkık namussuz” dedi. “Ne güzel” dedim, “kıymetini bil”.

“Hem” dedim “belki kız buluncaya kadar sana bi kıyak yapıcak biri çıkar”. Anlamamış gibi baktı, “nasıl ki” dedi. “Bilmem,” dedim, “bir arkadaş, hatta tecrübeli bir abi, nasılmış gör diye senin şu yarağı ağzına alabilir belki” dedim, bunu söylerken yine taş gibi olmuş oğlan sikine hafifçe dokunarak, “yok mu öyle biri” dedim. Yine kızardı yavru. “Abi olur mu öyle şey, ben nerden bulayım öyle birini, teklif edicek olsam dayak yerim, erkeğiz sonuçta” dedi. “Erkeklikle alakası yok oğlum” dedim “senin hiç beraber 31 çektiğin arkadaşın olmadı mı, onun gibi bişey”. Durdu, düşündü, “peki sen yapar mısın bana böyle bir kıyak” deyiverdi.

Heyecanımı belli etmemeye çalışarak düşünüyomuş gibi yaptım, gülümsedim. “Hmmm, yaşın bana göre biraz küçük ama olur tabi yaa neden olmasın ki” dedim. Gözleri faltaşı gibi açıldı “ciddi misin abi” dedi. “Eğer çok istiyosan tabii ki ciddiyim Gürkan” dedim, “sonuçta senin gibi yakışıklı bir oğlanın sikini yalamak hiç fena olmaz” dedim. “Offf, süper olur yaa” dedi yeni bir oyuncağı gözüne kestiren bir çocuk gibi, “ne zaman?!” diye sordu sabırsızca. Ben gülmeye başladım, “ne zaman istersen, ama ilk deneyimin arabada olmasın, gel seni evime götüreyim, hem bişeyler yer içer, muhabbet ederiz hem de senin şu tatlı sikinin icabına bakarız” dedim yine pantalonunun üstünden zonklayan oğlan yarağını okşayarak. Bir düşündü, “yabancılarla bir yerlere gitmek doğru değil ama ben sana güvendim, sevdim seni abi, tamam hadi gidelim, off çok güzel olucak” dedi sikini sabırsızca sıkıştırarak.

Evime 15 dakika sonra vardık. Evim bahçe içinde müstakil bir yer. “Oo abi evin güzelmiş” dedi. “Sen gelince daha da güzel oldu” dedim ikimiz de gülümsedik. Çay kahve değil de bir bira istedi. Yaşı küçük olduğu için uyardım ama ısrar etti. Sanırım heyecanını da yatıştırmak istiyordu. Biralarımızı içerken muhabbet ettik. Onunla konuşmaktan acaip keyif alıyordum bu arada. Arada bir bacağına elimi koyup sıkıyor, onu cesaretlendirecek şeyler söylüyor, çözülen dilini sevgiyle dinliyordum. Bir ara elimi hafifçe yarı kalkık sikine atıp “hala azgın mı bu yavru” dedim. “Abi o hep azgın” dedi siki hızla tam sertleşirken, birlikte güldük.

“Hadi o zaman bir bakalım tatlı yarağa” dedim ve cevap beklemeden düğmesini ustaca açıp fermuarını içim gıcıklanarak indirdim. Pamuklu siyah boxer’ı bir çadır gibi ortaya çıktığında hem manzara karşısında hem de sözlerime hafifçe bir kıkırdadı. Donunun üstünden sikini okşamaya başladığımda içim pır pır ediyordu ama tatlı oğlanın hali daha da güzeldi. Hemen kıvranmaya, gözlerini kapatıp ohhhh diye sessizce inlemeye başladı. Hayatında ilk kez bir başkası onun sikini tutuyordu. İlk ya da değil, bu duygu her zaman beni de ohlatmaya yetmiştir. Ama ben bu tatlı bakir yavruya böyle zevk veriyor olmaktan ayrıca da zevk alıyordum.

Okul pantalonunun belinden tutarak yavaş yavaş indirmeye başlayınca oturduğu yerden kıçını hafifçe kaldırararak bana yardım etti ama heyecandan kalp atışını adeta oturduğum yerden duyuyor gibiydim. Pantalonu dizine kadar indirip onu donla bıraktım. Biraz daha donun üstünden yaşına göre normal boydaki sikini okşayıp, yavaşça atletiyle donunun arasına girip, çıplak göbeğini okşamaya başladım. Ama ne tatlı göbeği vardı. Tek tüy bile yok, yumuşacık, bebek gibi. Yüzüne baktım, bakıştık, gülümsedik. Çok yakışıklı olduğunu, bana ona zevk verme fırsatı verdiği için teşekkür ettiğimi söyledim. Göbeğini okşarken ve onun gözlerine bakarken, parmak uçlarımı yavaşça donundan içeri soktum, önce henüz kılların kaplamadığı pamuk gibi kasığına sonra da kıllarının bittiği bölgeye ulaştım. Tam o anda güzel sikinin başı parmaklarımın tersine değdi ve güzel oğlanım gözlerini benden ayırmadan sessizce “Ahhh” dedi. Fazla uzatmadan elimi geri çektim, göbeğini okşamaya ve onu hayran hayran seyretmeye devam ettim. Bu anı uzatmak, ilk tecrübesini çok zevkli yapmak ve aynı zamanda acele etmeden alıştırarak onu mutlu etmek istiyordum. O ise okul pantalonu dizlerinde, taş gibi siki donunda çadır yapmış, sabırla bekliyor, güvendiği abisine kendini bırakıyordu.

Üstündeki okul gömleğinin ve atletinin altından küçük meme uçlarına yöneldim, okşadım. Biraz şaşırmış gibi baktı çünkü o sadece sikini yalatıp çabucak iş bitireceğini sanıyordu herhalde. “Bu senin ilk deneyimin, şu üstünü de çıkaralım, iyice rahat et, elbiselerinle sevişmek çok kötü” dedim. Hafif bir gülümseme ama daha çok açılmış gözlerle hafifçe doğrularak gömleğini çıkarmama yardım etti. Atletini çıkarırken çocuk gibi kollarını yukarı kaldırıp beklediğinde içimde ona karşı yoğun bir sevgi belirdi. Ona ne ben ne başkasının zarar vermesine izin veremezdim. İnce bedeni, küçük meme uçları, tüysüz göbeği ortaya çıkınca bu defa bir “Ahh” da ben çektim. Güldü. “Beğendin mi abi” dedi. “Beğenmemek elde mi, bu ne güzellik” dedim. Göbeğini, memelerini okşarken bir yandan da dizlerindeki okul pantalonunu indirmeye çalıştım. O da yardım etti, ve pantalonunu yere bıraktım. Siyah boxer donuyla kalmıştı sadece. Çadırında da hiçbir azalma yoktu, hatta tam sikinin ucu biraz daha koyu görünüyordu. Islak bir yaraktı yani yavru. Elimi atıp biraz ödüllendirdim onu. Önsularının ıslaklığı içimi ürpertti.

Elinden tutup ayağa kaldırdım, ben koltuğa geri oturdum. Şimdi orta kısmıyla yüzyüze gelmiştim. Onun gözlerinin içine bakıp donunun lastiğini tuttum. Bana gözler yine iyice açık ama hafif bir gülümseme ile bakınca son bir onay almış gibi donunu yavaşça indirmeye başladım. Güzel siki lastikten kurtulunca ok gibi bir zıpladı, burnumdan vurdu beni. Birlikte güldük ama hemen ciddileştik. Ben gördüğüm manzara karşısında hayranlık ve huşu içindeydim. Yeni ergen olmuş çocuklara mahsus ve başka hiçbiryerde bulunamayan kokusu bir anda beni vurmuştu. Donunu yere indirip ayaklarından çıkardıktan sonra bacaklarından yukarıya doğru okşayıp önce taşaklarına ulaştım ve birkaç saniye avuçlayıp okşadım. Onun ahlamalarından keyif alarak bu defa 13 cm’lik oğlan sikini ilk defa avucumun içine aldım. Sıvazlamaya başladım ve bir yandan da burnumu taşaklarına, sikine yaklaştırıp o muhteşem oğlan kokusunu almaya çalıştım. O ise gözlerini kapatmış, başını arkaya atmış ve hayatında ilk kez sikini bir başkasının okşamasının zevkini yaşıyordu. “Off Ömer abi çok güzel” dedi. Ben anı uzatmaya çalıştığım için bu harika oğlan yarağını yalayıp yutmak için can atmama rağmen sabrediyor, arada bir burnumu nerdeyse değecek kadar yaklaştırıp oğlan kokusunu deli gibi içime çekiyordum. Bu güzel kokuyu çok özlemiştim. Sikini okşatacak, koklatacak genç oğlan bulmak çok zor benim gibi yakışıklı, iyi kazanan, hassas ve nisbeten genç (36) biri için bile. Bu kokuyu hafızama kazımaya çalışıyordum. Sadece ellerim çalışıyor, bir elimle bacak aralarını, taşaklarını, kasıklarını okşarken, diğer elimle muhteşem oğlan sikini sıvazlıyordum. Bir an gözlerini açtı. Bacakları titriyor, ayakta zor duruyor gibiydi. Bana da, ne zaman ağzıma alacağımı merak eder gibi bakıyordu.

Gözlerinin içine baktım ve “yatak odama geçelim mi Gürkan’cım, sana en güzel ortamda zevk vermek istiyorum” dedim. Fısıldar gibi “tamam” dedi ve eğilip donunu almaya yeltendi. “Bırak onu” dedim, “ev tamamen bizim, çıplak dolaşabiliriz” ve elinden tutup merdivenlere yöneldim. Onu önüme katıp belinden kavradım ve merdivenlerden çıkarken bembeyaz, tüysüz, küçücük, tatlı oğlan götünü içim gıcıklanarak seyrettim. Bir an dayanamadım ve iki elimle bütün götünü hafifçe okşadım. Durup arkasına baktı. Yüzünde “seni yaramaz” der gibi bir ifade vardı. Ben de utangaç bir ifadeyle baktım ve “merak etme, çok güzel bir popo, bir okşamak istedim sadece, bişey yapmam” dedim. Rahatlamış gibi önüne dönüp koşar adımlarla yukarı çıktı. Yatak odama ulaşınca çocukça kendini sırt üstü yatağıma attı, kollarını başının altına yastık yapıp kıkırdayarak beklemeye başladı. “Böyle daha rahat olurum, sana da daha çok zevk veririm” diyerek ben de üstümdekileri çıkardım. Donum hariç. Korkmasın, rahat olsun istiyordum. “Seninki de kalkmış galiba” deyince, biraz utanarak, “e böyle bir güzellik karşısında kimin kalkmaz ki” diyerek üstüne atladım ve onu göbeğinden, memelerinden, koltuk altlarından azıcık gıdıkladım. Kıkırdama sesi yalnız evimi şenlendirmiş, hayat vermişti.

Herşey yatışınca elimle tüysüz taşaklarını okşamaya, başımı yumuşak göbeğine koyarak tatlı oğlan yarağını seyretmeye koyuldum. Sikini tekrar sıvazlamaya başladığımda yavrum artık iyice rahat hisettiğinden tatlı tatlı inlemeye başlamıştı. Başımı kaldırıp tatlı göbeğine öpücükler kondurmaya başlayınca inlemeleri yükseldi. Gövdem bacaklarının üzerinde duracak şekilde yer değiştirdim ve sikinin altı ve taşaklarıyla burun buruna geldim. O da gözlerini yine iyice açmış, tam dikkatle beni izliyordu. Bacak aralarına küçük öpücükler kondururken ellerimle taşaklarını ve götünün yan kısımlarını okşuyordum. Öpücüklerim güzel, tüysüz taşaklarına yönelince derin bir nefes çekip ohh diye inledi. Yumurtalarını sayısız öpücükle okşadıktan sonra sonunda asıl hedefime geldim. Dimdik, düz ve beyaz siki gövdesine yapışık sırt üstü yatan yavrumun çenesini gösteriyordu. Nadide bir çiçek gibi kokan yeni ergen sikin alt tarafına ve yanlarına taşaklarından kafasına kadar sayısız öpücük kondurdum. Her öpücükle inliyor, kasılan vücudunu hareket ettirmemek için kıvranmamaya çalışıyor ama bazen başarısız olup sikini istemsiz olarak ağzımdan uzaklaştırıyordu. Tekrar taşaklarına yöneldiğimde artık dilimi kulanmaya başlamıştım. Tatlı taşaklarını dilimle defalarca yalıyor, derken sikine geliyor, sikin altını, yanlarını yalıyor, öpüyordum. O “abicim, ah abicim, bu ne güzel şeymiş, büyüksün abicim, ahh, ohhh” gibi sözlerle anı özgürce yaşıyordu.

İşte o anda, o tam alıştım bu zevke derken tatlı oğlan yarağının gövdesine nerdeyse yapışık duran kafasını sosis gibi ağzıma emdim ve durmadan sikin dibine kadar indim. Beyaz tatlı kasığındaki küçük bir bölgede sınırlı sik kılları burnumun içine kadar girmiş, tarif edilmez oğlan kokusu beni yine kendimden geçirmişti. Ama onun hali daha da vahimdi. Yavrum sikinin emilmesiyle kafasını doğrultmuş, “ooooofffff” diyerek onun için tarihi önemi olan bu anı seyrediyordu. Ben onun gözlerinin içine baktım ve zevk ve mutluluktan gülümseyerek küçük yarağı ağzımda tutuyor, dilimle bir yandan da başını yalıyordum. Başımı aşağı yukarı hareket ettirerek ve dilimin sik başı üzerindeki hareketlerini hiç kesmeden sikini emmeye başladığımda o zevkten kafasını yine yatağın üzerine bırakarak “aaahhhhhh Ömer abiiiiiiii” dedi ve kendini zevk dünyasına iyice bıraktı. Ben sikini amansız bir tempoda emmeye devam ediyor, arada ağzımdan çıkarıp taşaklarını emiyor, ne kadar hassas olduklarını unutmadan usulca yumurtalarını tek tek ağzıma alıp dilimle okşuyordum. Sonra aniden yine sikini emip onu habersiz yakalıyor, zevkten bağırtıyordum.

Abazan bir ergen bu muameleye çok dayanamaz. Yatak odasına geçeli 10 dakika, sikinin başını ilk emmeye başladığımdan beri de 5 dakika olmadan tatlı oğlan yarağının ağzımın içinde iyice sertleştiğini hissedince yavrumu daha fazla bekletmeden fışkırtmaya karar verdim. O bana “abi ben akıtıcam dikkat et” deyip uyarmaya çalıştıysa da benim umrumda olmadı. Yavrumun kasıldıkça yataktan kalkan küçük oğlan götünü ellerimle kavradım, kazık gibi olmuş siki taşakdan başa hızla emmeye devam ettim ve saniyeler içinde hem vücudunun, hem ellerimdeki götünün hem de harika sikinin kaskatı kesilerek ağzımın içine fışkırtmasını zevk ve mutlulukla hissettim. İnanılmazdı. Böyle küçük oğlanların sütlerinin daha tatlı olduğunu bilmeme rağmen şaşkınlık içinde sütünün tadını hissettim ağzımda. Yutmadım ama. Onun bağırtıları arasında sikini daha sakin bir şekilde emmeye devam ettim ve akan sütleri ağzımda biriktirdim. Tatlı döllerin sonu gelince artık çok hassas olduğunu bildiğim sikini ağzımda tuttum sadece. Sonra da siki ağzımdan usulca çıkarıp dilimle tatlı sütleri ağzımda iyice çevirdikten sonra onun kısık gözleriyle beni izlemesinden de zevk alarak, gözlerimi kısıp “hmmmm” diyerek yuttum. Ağzımı şap şap yapıp, “çok tatlıymış” deyince o da ben de gülmeye başladık.

Beş dakika sonra giyinmiş, aşağıda salonda oturmuş muhabbet ediyorduk. “Çok teşekkür ederim abicim, bana bu kıyağı kimse yapmazdı” dedi. “Benim için bir zevkti dostum” dedim, “ne zaman istersen ara gel, tekrarlarız”. Düşünceli bir çocuk olduğu için sormadan edemedi “Ama sen gelmedin, seninki de kalkmıştı, sana haksızlık olmuyor mu?”. Çok hoşuma gitmişti bu. “Bu gün senin günündü, senin anındı. Sen beni merak etme. İstersen bi dahakine benim ufaklığın da icabına bakarız bir şekilde” dedim, “Hem sen gidince emin ol ben onu mutlu edicem.”. Durdu, düşündü ve “Ne kadar iyisin abi. Sana rastladığım için ne şanslıyım” dedi. “Gürkan’cım bu koca İzmir’de senin gibi bir çocuğa rastlamam yıllar sürdü. Asıl ben şanslıyım” dedim. Biraz daha muhabbetten sonra onu evine yakın bir yere bıraktım. Ayrılırken eğer o isterse tekrar görüşmeye söz verip yanağından usulca öptüm. O da bana yine çadır olmuş pantalonunu gösterip “bende bu azgın varken hergün aynı şeyi isterim herhalde, yarına ne dersin?!” diyerek bir kahkaha patlattı. “Eğer isterse her gün yerim o tatlı yarağı” dedim. Mutlulukla gülerek bana içten bir öpücük verdi ve arabadan indi, el sallayarak benim gidişimi izledi. Oğlanları mutlu etmek ne güzel.

Yorumlarınızı, yapıcı eleştirilerinizi, varsa övgülerinizi ve her türlü iletişiminizi [email protected] adresine beklerim.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Abazan Liseliye Kıyak (Beşinci Bölüm )

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Abazan Liseliye Kıyak (Beşinci Bölüm )
Gürkan’ı ilk arabama alışım ve ergen abazanlığını zevkle tatmin edişimden beri 10, son bölümde anlattığım, onu deliler gibi sikip bekaretini alışımdan beri ise 8 ay civarı bir zaman geçti. O gün sikilmek onu öyle azdırdı ki, duşa girdiğimizde beni kafamdan tutup diz çöktürdü, kafamı sımsıkı tutup bir süre ağzımı sikti, ardından da duşun içinde belimden eğip, ikimiz de ayakta, arkadan bir çırpıda götüme kaydı. Öyle bir hırsla sikiyordu ki, acaba kendine hala sikebileceğini kanıtlamak mı istiyor diye düşünmüştüm. Sonradan biraz öyle olduğunu, hem de sikilmenin onu acaip azdırdığını, adeta kendini kaybettiğini anlattı. Nedeni ne olursa olsun hayatımın en vahşi sikilişini yaşadım 15 yaşındaki bir oğlanın yarağında.

Sonraki aylarda Gürkan’la birkaç ilginç maceramız oldu. Asında bunları da yazmak isterdim. Ama sanırım bunları başka başlıkla yazmam gerekir. Mesela bu yaz bir gün teknemden denize çıplak girerken tanıştığımız Alman baba-oğul çifti size yazmayı düşünüyorum. Ama uzun lafın kısası şu. Gürkan bu yaz okuldan bir kızı sikmeyi başardı. Hem de kızı benim evime getirdi. Ben evde yokmuşum gibi davrandık. Saklandığım yerden onları seyrettim. O öyle istedi. Bir yandan müthiş bir gurur duydum. Kızı zevkten bağırta bağırta bir sikişi vardı yavrumun, dayanamayıp ben de dalıyordum az daha inip kalkan götüne. O acemi, utangaç, abazan oğlan gitmiş yerine kendine güvenen, zevk vererek sikmeyi bilen bir aşık gelmişti. Bir yandan da kıskanıyordum altındaki sürtüğü :). O gün birşeylerin biteceğini hissetmiştim.

Ama yanılmışım! Gürkan o kadar açık fikirli bir oğlan, bana olan sevgisi de o kadar gerçek ki, o kızı ve başkalarını düzenli olarak sikmesine rağmen sık sık evime geliyor, benimle de sevişmeye devam ediyor. Artık kızlarla birlikte olduğu için gey olup olmadığına karar vermesini beklemiştim. Ama o henüz karar vermediğini, ikisinden de farklı zevkler aldığını söylüyor. Geçen gün, 2-3 hafta oluyor, Arzu adındaki kızı yine evime getirip evire çevire sikti. Ben çalışma odamda saklanmış, yatak odama yerleştirdiğim webcam ile bunları canlı olarak izliyordum. Artık 15 cm’e ulaşmış yarağını kızın ağzına verdi, dolgun memelerinin arasında kaydırdı, domaltıp götüne tokat ata ata sikti, haşat etti sürtüğü. Birlikte duşa girdiler, çıktıklarında benim oğlanın yarağı yine kazık gibiydi. Kız bu duruma gülüp “Bıraksaydın ağzıma boşaltırdım seni” diyor bu ise “Gerek yok, hadi geç kalma” diye kızı bir an önce göndermek ister gibi davranıyordu. Kızı yolcu ettikten sonra koşar adımlarla merdivenleri çıkıp çalışma odamın kapısında sırıtarak bekleyen benim ağzıma yapıştı. Kendisi hala çıplak ve siki de dimdikti. Beni kabaca ve yıldırım hızıyla soydu, yatağıma sırt üstü yatırdı. Yarağı sağa sola sallanarak dizlerinin üstünde koltuk altlarıma kadar ilerledi. Siki ve taşakları yüzümün üstünde sallanıyordu. Yastığı yatak başına dikti, başımı yastığa yerleştirdi. Kız gittiğinden beri henüz konuşmamıştık. Artık boyu gırtlağımın içine kadar gelecek kadar uzamış yarağını ağzıma sokup sikmeye başladı. Başımı da tutmuş kafamı siker gibi ağzıma sokup çıkarırken ben boğulmamaya dikkat ediyor, onun bir kızı iki posta siktikten sonra daha da artmış gibi görünen azgınlığına hayran olarak dudaklarımla ve dilimle yapabileceğim herşeyi yapıyordum. Duştan yeni çıkmış olmasına rağmen yarağında hala kızın amının tadı vardı. Ellerimle götüne yapışmış, ağzımı sikerken götünün kasılışını hissediyor, başım yastığa dayanmış hiçbir yere kımıldayamadan onun sikişine teslim oluyordum.

Birden o pozisyondayken tam döndü, 69’a geçti, emir verir gibi “Götümü yala!” dedi ve yarağıma saldırdı. Ne olduğunu şaşırmış sikim kazık gibi, onun salyalarını taşaklarıma akıtarak yemesinden, yalamasından patlayacak gibiyken, oğlanımın bir haftadır yemediğim tatlı amına daldım yine. Mutluluk bu olmalı. Saatlerdir kızı sikmesini seyretmekten şişmiş yarağım yine onun vantuz gibi emen ağzında, benim ağzım onun hala nerdeyse tüysüz, tatlı göt deliğinde, burnum götünün yarığında iki çanağı arasında sıkışmış, gözlerim beyaz tüysüz götünün tarifsiz güzellikteki yuvarlaklığını alttan görüyordu. Göt amı iyice açılmıştı yavrumun. Birden kalktı, yüzünü bana döndü ve cart diye yarağıma oturttu götünü. Öyle hızla oturttu ki götüne sikimi, taşaklarım götünün altında bir an ezilip acı verdi. “Hadi sik beni şimdi, hoplat yarağında” dedi hırsla. Ben de aşka geldim o an. Belimin bütün gücüyle alttan götüne vuruyor, ince vücutlu oğlanımı gerçekten hoplata hoplata sikiyordum. Kızı sikmişti, ama bir de gelip bana sikilmek istemiş, sürtüğü evine aceleyle gönderip yarağıma oturmuş ata biner gibi zıplıyordu sikimde. Belki de daha kızın amını arkadan sikerken benim onu nasıl sikeceğimi hayal ediyordu. İçimde müthiş bir mutluluk hissettim bunu düşünürken. Sürtük kızlar bu defa kazanamamış, oğlanımın benim yarağıma ve götüme duyduğu sevgi ve ihtiyacı bitirememişti. Gürkan’ı bir süre hoplattıktan sonra ona sarıldım ve üstüme yatırıp alttan vurarak sikmeye devam ettim. Bu pozisyonda yarağım bir an kısa gelip onun oğlan amından çıktı, ama elimi bile sürmeden ve ritmi aksatmadan lak diye tekrar soktuğumda “Aahhhh Ömer abi, sok banaaaa” diye bağırdı.

Pozisyonu bozmadan, onu omuzlarından sıkıca tutup yarağıma bastırdıktan sonra doğruldum. Bacaklarımdan güç alarak kendimi yataktan aşağıya doğru çekerek, oğlanımı sikimden çıkarmadan ilerledim. Ayaklarımı yere değdirince onu sikimden çıkmasın diye belinden sımsıkı tutarak ayağa kalktım ve çabucak dönerek onu sırt üstü yatırdım ve yarağım hala götünde bacaklarını iyice katlayıp dizlerini kulaklarına yakın yatağa bastırarak iki büklüm ettim. Ondan sonrası biraz flu. Kendimi kaybettim, bütün dünya, hayat, evim, altımdaki ince, beyaz oğlan, herşey birbirine karıştı. Bağıra bağıra üstünde zıpladım oğlanımın. Her girişimde o da oh, ah diye bağırıyor, arada “sik beni, sik beni” diye çığlık atıyordu. Ben bir hayvana dönmüştüm. Vurdum, vurdum, vurdum. Öyle sert sikiyordum ki, yarağımın oğlanın en derin yerlerinde gezdiğini, ona hiç yaşamadığı bir zevk yaşattığını biliyordum. Biraz da bu yüzden olacak, birazdan çok nadir yaşadığımız bir olay oldu ve Gürkan’ım bağırarak, yarağımı saran oğlan amını kasarak, hiç sikine dokunmadan fışkırtmaya başladı. Tatlı döllerinin ilk volesi fışkırıp benim yüzüme gelince, götünün yarağıma yaptıklarına da dayanamayıp götünün içine şiddetle fışkırtmaya başladım. “Aaaahhh Gürkan’cım, al dölümü yavrum, sikiyorum döllerimi içine”. “Akıt abicim, akıt sevgilim, dölle götümü, aahhh”.

Birkaç dakika sonra, sikim küçülünce sıkı götü beni dışarı atmış, her an biraz daha kapanan deliğinden döllerim yatağıma akarken dudaklarını hafifçe emdim ve “Bu nerden çıktı şimdi?” dedim. Kahkahalarla gülmeye başladık. “Bugün hem kız siktim, hem sikildim” dedi, “kız gitse de bir posta götüme yesem diye zor sabrettim.”
“Valla ne yalan söyliyim, çok sevindim dostum” dedim, güldük.
“Bazen sikmeye doyamıyorum. Kızı sikip sikip sonra bir de seni sikmek istiyorum. Am sikmenin çok güzel bir tarafı var. Rahat, kolay, yumuşak. Ama senin götünden aldığım zevki de kızın amından alamıyorum. Bazen de böyle oluyor, sikmem yetmiyor sanki, sikilmek de istiyorum” dedi.
“Ne karmaşık, ne muhteşem bir yaratık oldun, aslanım benim. Beni istediğin sürece ben emrine amadeyim senin” dedim.
“Bir gün Arzu’yu birlikte sikelim mi senle?” dedi yüzünde yine o çocuksu, muzip ifade.
“Hmmm, am sikmeyeli birkaç sene oluyor. Hoş olabilir” dedim.
“Tamam o zaman anlaştık, birlikte sikicez onu, ben konuşup ikna ederim sanırım.”

Gördüğünüz gibi bundan 10 ay kadar önce başlayan maceramız daha devam ediyor. Bundan 2-3 hafta önce hikayemizi yazmaya karar verdiğimde, amacım bu muhteşem oğlanla yaşadıklarımın aklımda kalmasıydı. İlk iki bölümü yazdıktan sonra Gürkan’a okuttum. Önce böyle birşey yaptığım için çok şaşırdı. Okumayı bitirince ise “Çok azdım!” diyerek üstüme saldırdı. Yazdığım her bölümü yayımlamadan önce ona okuttum ve onayını aldım. Bazı detayları yanlış hatırlıyorsam düzeltmeler yaptı. Çoğu yerde güldü, kızardı ve kendi açısından yorumlar yaptı. Bu okuduğunuz son bölümü de yine onunla gözden geçirdik. Her hikayenin sonrasında olduğu gibi azdık. Birazdan sevişiriz yine. Ama kim kimi siker bilmiyorum 🙂 Düzeltiyorum, önce o, sonra ben sikicekmişim 🙂

Ama hikayemizi yazmanın beni en şaşırtan sonucu ise gördüğümüz ilgi oldu. Olanca açıklıkla, duygularımızı ihmal etmeden, birbirimize olan saygımızı unutmadan anlattığımız hikayemiz sizlerden gelen yorum ve mesajlardan anladığımız kadarıyla hem birçoğunuzu azdırdı, hem de bazı duygu ve düşüncelerinizi beraberinde getirdi. Şu anda Gürkan’la belki binlerce kişinin bizi düşünerek 31 çekmesi fikrine hem gülüyoruz, hem de azıyoruz. Bu arada Gürkan’a aşık olanlar da oldu. Onları suçlamıyorum çünkü çok özel bir çocuk. Ama ondan karşılık göremezseniz lütfen kızmayın, o hem hassas hem de daha çok genç.

Şimdi Gürkan da bir hikayesini yazmak istiyor. Küçükken doktorculuk oynadığı bir arkadaşı olduğundan bahsetmiştim daha önce. Bundan birkaç ay önce, bahar aylarında arkadaşı ile yeni maceralar yaşadı. Bunları size kendi kaleminden yazmak istiyor. Ama yazma konusunda kendine güvenmiyor ve birçoklarının yaptığı gibi berbat bir Türkçe ile yazmak istemediği için benden yardım almak istiyor. Aslında Türkçesi bayağı iyi, kendine güven gelmesi, biraz da oturup uğraşması lazım. Yakında bu hikayesini yazmayı bitirmesini hedefliyoruz.

Kısacası şimdilik bu kadar. Hayatımda ilk defa hikaye yazdım. Çaba sarfedip kaliteli ama bir o kadar da azgın olmasına dikkat ettim. Keyif aldım. Gürkan’la olan diğer maceralarımı (“Gürkan ve Ömer abisi Alman baba oğulla” ve eğer planımızı uygulayabilirsek “Gürkan Ömer abisiyle kız arkadaşını tanıştırıyor”:)) fırsat bulursam yazmak istiyorum. Ama son 20 yıldır başımdan geçen birçok macera da var yazmak istediğim. Görüşmek üzere.

Yorumlarınızı, yapıcı eleştirilerinizi, varsa övgülerinizi ve her türlü iletişiminizi [email protected] adresine beklerim. Daha önceki bölümler için yaptığınız güzel yorumlara ve yazdığınız mesajlara çok teşekkür ederim.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Abazan Liseliye Kıyak (altın’cı Bölüm)

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Abazan Liseliye Kıyak (altın’cı Bölüm)
Gürkan ve ben Alman baba-oğulla

15 yaşındaki canım oğlan arkadaşım Gürkan ile tanışmamızı ve ilişkimizin çeşitli evrelerini ‘Abazan Liseliye Kıyak’ adlı hikayemden hatırlayacaksınız. Bu okuyacağınız hikayemiz onunla tanışmamızdan 6-7 ay sonra, bu yıl yaz aylarına yeni girdiğimiz dönemde gerçekleşti.

Gürkan ile arkadaşlığımız çok yakın. Birbirimize verdiğimiz güven ve mutlulukla ikimizin de hayatı tanıştığımızdan beri çok daha mutlu geçiyor. Annesiyle yaşayan arkadaşımın derslerinde de ciddi bir iyileşme oldu. O da benim gibi yüksek öğrenim görmek istiyor. Gürkan beni ‘parkta tanıştığım bir abi’ diye annesine anlatmış, ona söylediğim şeyleri, okula önem vermesi gerektiğini düşündüğümü filan anlatmış. Sonunda bizi tanıştırınca annesi benim onun üzerinde çok iyi bir etkim olduğunu, baba eksikliği çeken bir çocuk olduğu için benimle vakit geçirmesinden mutlu olduğunu söyledi. Mesleğim çok saygın bir iştir. Bütün bunlar biraraya gelince Gürkan’ın benim evimde geceyi geçirmesi de sorun olmamaya başladı.

Yazın başında, İzmir’in güneyinde karada duran tek direkli fiber yelkenli teknemi suya indirdik. Tatil de başlayınca canım oğlanım birçok gece bende kalıyor, akşamları ve hafta sonları tekneyle geziye çıkıyorduk. Yelken açmayı çok seviyoruz. Gürkan da bu yaz yelkenciliği öğrenmeye başladı iyice.

Bir hafta sonu annesinden izin alarak onunla 4 günlük bir tekne gezisine çıktık yine. İlk gün bütün gün yol yapıp küçük, sessiz ve cennet gibi bir koya ulaştık. Biraz yüzüp geceyi güvertede koyun koyuna uyuyarak geçirdik. Sabah o güzelikte biraz daha vakit geçirmeye karar verdik. Zaten çıplak geziyorduk, denize de doğal olarak çıplak giriyorduk. Yalnız başımıza olduğumuz koyda, denizde bağıra çağıra, birbirimizi batırmaya çalışarak, su altından siklerimize, taşaklarımıza hamle yapıp kahkahalarla gülüyor, çocuk gibi eğleniyorduk. Bir ara tekneden biraz uzaklaşmış, orada bulunan kayalara çıkıp atlıyorduk. Normal şartlar altında inik görmeye çok alışık olmadığım güzel çükünü sallaya sallaya kayaya çıkıp aşağı atlarken hayranlıkla oğlanımı seyrediyor, atladıktan sonra sanki seyirciymişim gibi alkışlıyordum. Tatlı oğlan yine bir ara kayaya çıktı, tam atlayacakken bir an durup saklanmak ister gibi çömeldi. Dönüp baktığımda bir yelkenli teknenin daha koyumuza girdiğini görüp sinir oldum. “Korkma görmezler daha uzaktalar, atla, tekneye çıkalım” dedim.

Biz teknemize yüzene kadar diğer tekne de bizimkinin yakınına geldi ve demirlemeye başladı. Teknede Alman bayrağı vardı. “Görünmeden nasıl yukarı çıkıcaz” der gibi endişeli gözlerle bakan genç arkadaşıma “Merak etme bunlar Alman sanırım, çıplaklık onlar için sorun değildir” dedim. Gürkan yine de rahatlamış gibi değildi. Alman tekne bizimle teknemizin arasına demirlediği için onların yanından yüzerek geçecektik. Yanlarından geçerken gördüğümüz manzara karşısında Gürkan’la ben bakıştık, Gürkan “Abi bunlar dal taşak geziyolar zaten ya!” deyince kahkahayı bastık.

40 yaşlarında bir adamla 14 yaşlarında bir oğlan tekneyi demirlemek için uğraşıyorlar, güldüğümüzü duyunca bize bakmış sallanan uzun siklerini dert etmeden el sallıyorlardı. Biz de rahatlayıp biraz daha yüzmeye karar verdik. İşleri bitince önce oğlan, sonra da adam suya atlayıp yanımıza geldiler. Almancam nisbeten zayıf olduğu için İngilizce konuşmaya başladık. Oğlanlar da İngilizceleri daha zayıf olmakla birlikte anlaşıyorlardı. Denizin güzelliğinden, Türkiye’den, Almanya’dan, mesleklerimizden filan bahsettik adamla. Bu arada Alman oğlan dalıp çıkıyor, benim oğlana su atıyor, onu kışkırtıp oyun başlatmaya çalışıyor, sonra da durup onunla muhabbet etmeye çalışıyordu. Çocuğun gözünde bir yüzme gözlüğü olduğu için Gürkan biraz utanıyordu. Ama çocuğun yanına kadar su altından gelip tam yanından su yüzüne çıkmasına ve yaramaz yaramaz gülmesine engel olamadı. Bir ara adamla muhabbet ederken çocuklara gözüm kayınca gülmekten alamadım kendimi. Alman oğlan benimkinin çüküne hamle yapmış, Gürkan da onun sikini tutmaya çalışıyordu. Benim baktığımı görünce “abi bu çocuk sikimi rahat bırakmıyor ya!” dedi gülerek. Adam da durumu anladı sanırım ve gülerek oğlana Almanca birşeyler söyledi. Oğlan ona cevap verince ikisi de gülmeye başladı. Adam bana dönüp İngilizce “senin oğlanın siki kalkmış, benimki de ona takılıyor” dedi. Şaşırıp kaldım. Alman’ların bu konuları doğal karşıladığını bilirdim ama bu kadarı da beni bile utandırdı! Tam bu sırada Gürkan da bana “Abi bu çocuğun yarak kazık gibi yaa!” diye bağırınca ben de kahkahalarla gülmeye başladım ve adama “senin oğlan da aynı durumdaymış” deyince adam benle beraber gülmeye devam etti ve “o her zaman öyle, bugünlerde siki hiç inmiyor” dedi.

Bu konuşmalardan sonra iyice rahatlamıştık. Teknelerimize çıkarken yanımda iki tatlı oğlanın siklerinin kalkık olduğu fikriyle benimki de taş gibiydi ama adam görürse olay çıkar korkusuyla Alman babaya göstermeden çıktım tekneye. Fakat çıkıp havlumu sardıktan sonra bir de gördüm ki herifin koca yarağı da kalkmış, iki yana sallana sallana yürüyor hepimizin ortasında. Gürkan’la birbirimize baktık “Pes yani!” dedim ve yine güldük. Bunu duyan adamla oğlan yanyana durup taş gibi yaraklarını bize salladılar nisbet yapar gibi. Adam 1.80 civarı, sarışın-kumral arası, vücudu genel olarak kılsız, yarağının etrafında düzenle kesilmiş kahverengi kılları vardı. İnce bir yapısı vardı ama yaşı itibariyle hafif bir göbek vardı. Oğlan ise sapsarı saçları, 1.65 civarı boyu, Justin Bieber’i andıran güelliği, ve ince, yaşına göre koca bir sikin etrafındaki küçük bir alanda bulunan sapsarı kılları hariç tek tüy bile olmayan bembeyaz vücudu ile benim yüreğimi hoplatıyordu. Kalkık yaraklarını bize gülerek salladıklarını görünce biz de birbirimize baktık, anlaşmış gibi havluları aynı anda atıp karşımızda kahkahalarla gülen Alman baba oğula kalkık yaraklarımızı salladık. Gürkan artık 1.70 olmuş benden sadece beş santim kısa, hiç doyamadığım tatlı yarağı mutlulukla iki yana sallanıyor, baba-oğul çifte harika bir gösteri yapıyordu. Eğlence bitince hepimiz kendi işimize baktık.

Bir süre sonra adam seslenip öğle yemeği hazırladıklarını söyledi, onlara katılmak istiyor muyuz diye sordu. Biz de tamam dedik ve şişme botla onlara geçmek için şortlarımızı giydik. Adam bir daha seslendi, “Biz birşey giymiyor olacağız, siz de giymezseniz seviniriz” dedi gülerek. Oğlanımla birbirimize baktık, omuz silkip şortları indirdik ve karşıya geçtik. Güzel bir yemek, birer kadeh şarap (tabi oğlanlarınki yarı yarıya gazozla karıştırılmış), güzel muhabbet derken 1-2 saat geçti. Adamın adı Stefan, oğlanın adı Daniel’di. Adam karısından ayrılmış, oğlanı arada bir alıp birlikte tatile çıkıyorlar, çok güzel bir baba-oğul ilişkisi yaşıyorlarmış. Ben de adama oğlunun yanında bu kadar rahat olmasını takdir ettiğimi söyledim. Çocuklar da iyi anlaşıyor gibiydi. Bizi masada bırakıp Daniel’in kabinine gitmişlerdi. Stefan benim Gürkan’la olan ilişkimi sordu. Arkadaşız dedim ama yüzünde bir gülümseme izi belirdi. “Arkadaşlıktan öte birşey bu” dedi, “birbirinize bakışınızı görebiliyorum” dedi. Kızardım. Güldü. Oğluyla ilişkisinin de çok özel olduğunu söyledi. Ne demek istediğini anlamaya çalışıyordum ki çocuklar geldi. Daniel 15 yaşını doldurmak üzereydi ama sarışın, beyaz, cıvıl cıvıl bir Alman oğlanı olduğu için daha da küçük görünüyordu Gürkan’ın yanında. Gürkan’ın yanakları al al olmuştu sanki. Hala çıplak olan siki de yarı kalkık gibiydi. Arkasından gelen Daniel’i görünce babasıyla ben kahkahayı bastık. Yaşına göre kocaman, tatlı, beyaz siki önden yolu gösteriyor, buna aldırış etmeyen oğlan da gülerek Gürkan’ın peşinden bize doğru yürüyordu. Gürkan niye güldüğümüzü anlamak için arkasına döndü, sonra bana dönüp “Yaa azgın bu çocuk ya, siki sürekli kalkık” dedi. Ama bulaşıcı olduğu için herhalde onun da yarak bir anda taş kesildi. Bu defa da ona gülmeye başlamıştık. Meğer kabinde biraz Daniel’in PSP’siyle oynamışlar ama benimki oynarken Daniel bunun sikini tutmuş ve oynamaya başlamış. Bir yandan da birşeyler diyormuş ama anlaşamamışlar. Alman çocuk benim oğlana kendi sikini göstermiş. Gürkan daha önce sünnetsiz sik görmediği için çok şaşırmış. “Hortum gibi bişey, bir deri var üzerinde kaydırıp duruyordu” dedi. Sormak için yukarı çıkmışlar. Ben Gürkan’a, babası da Daniel’e sünnet olayını, derileri filan anlattık. Stefan oğlunu yanına çağırdı ve Gürkan’a oğlunun kalkmış muhteşem güzellikteki sikini gösterip, derisini aşağı yukarı kaydırdı. Ben de tercüme ederek bu derinin sünnet sırasında kesildiğini anlattım. Ben de onların gözü önünde Gürkan’ın penisini elime alıp derisinin kesim yerini gösterdim ve Alman baba oğluna tercüme ederken, sünnetli siklerin nasıl derilerinin sıkı olduğunu ve Daniel’in hortumu gibi sikin üzerinden kayamayacağını, ancak elini kaydırarak 31 çekileceğini anlattım. Daniel bir iki adım atıp Gürkan’ın sikini tuttu ve gösterdiğim gibi çekmeye başladı. Gürkan da bu inanılmaz durumun şokunu atarak Daniel’in dünya tatlısı oğlan irisi yarağını tutarak derisini pembe, ıslak başının üzerinden ileri geri kaydırmaya başladı. Gürkan artık 14 santim vardı. Gerçi isterse 4 santim olsun; bence bütün sikler güzeldir, hele tatlı bir oğlana aitse! Ama ondan nerdeyse bir yaş küçük olan bu sarışın yavrunun yarağı rahat 15 santimdi. Küçük tüysüz oğlanın üzerinde daha da bir tezat yapıyor, uzun, etli, beyaz-pembe bir yılan gibi duruyordu. Pembe başı derisine bir giriyor, sadece ucu görünüyor, sonra bütün başı deriden kurtuluyor, çiçek gibi ortaya çıkıyordu.

Artık saklamam mümkün değildi, bu manzara karşısında benim yarak da kazık gibi olmuştu. Stefan’a dönüp baktığımda ise birşey saklamaya gerek olmadığını gördüm. Adamın sünnetsiz yarağı kalkıp 18 santimi bulmuş, uzun derisi ise buna rağmen yarağın başını tamamen kapatıyor, sadece ucundaki açıklıktan kafa biraz görünüyordu. Bir yandan da yarağın kafasının mantar şekli derinin altından belli oluyordu. Gürkan herifin yarağını görünce “Şuna bak hortum gibi, ucu açık ama siki tamamen kaplıyor” dedi. Ben tercüme edince Stefan Gürkan’ın elini tuttu, bana bakıp “Yapabilir miyim (May I)” dedi, ben heyecandan nutkum tutulmuş vaziyette başımı sallayınca oğlanımı elinden tutup kendi önüne çekti. Gürkan’ın elini yarağının üzerine koydu ve derisini başından aşağıya çekip bıraktırarak özgürce oynayabileceğini gösterdi. Gürkan hayret ve hayranlık içinde koca yarağın derisini çekip bırakır, hortum gibi ucundan yarak başını çıkarıp tekrar hortumun içine sokarken, adam da Gürkan’ın güzel yarağını elinin içine aldı ve yavaş ve seksi bir şekilde, narin bir kuşu okşar gibi sıvazlamaya başladı. Yavrumun yarağı adamın elinde bir-iki zıpladı heyecandan ama bozuntuya vermeden ilk kez gördüğü sünnetsiz adam yarağıyla oynamaya devam etti.

Ben onları bir rüyada gibi izlerken birden sikimde yumuşak bir şey hissettim ve irkilerek bakınca sapsarı saçlı Daniel’in bana muzipçe gülümseyerek yarağımı eline aldığını ve yeni öğrendiği sünnetli yarak sıvazlamayı becerikli elleriyle uyguladığını gördüm. Bir yandan da bana o uzun, süt beyaz, oğlan yarağını uzatıyor, elime almam için sabırsızlanıyordu. Hayatımda gördüğüm en güzel manzaralardan biriydi. Uzun ve ele gelir kalınlıkta etli, sünnetsiz, sarışın Alman oğlan yarağını, daha sadece sikinin kök civarında birikmiş sarı kıllarını, tüysüz, süt gibi, tatlı taşaklarını aşkla, hasretle seyrettim bir an. Böyle bir oğlanı elime almak, yumuşaklığını hissetmek, okşamak, koklamak benim için müthiş bir olaydı. Oğlan da bunu anlamış gibi gururla taş gibi sikini öne uzatıyor “Al işte hayallerinin sikini” der gibi bana gülümsüyordu. Bir nadide kuş gibi yumuşak ama bir demir gibi sert tatlı koca oğlan yarağını yavaşça, içime sindirerek tuttum. Yumuşak, pürüzsüz derisini usulca geri çekerek pembe, ıslak başını ortaya çıkardığımda iç geçirip hayranlıkla hafifçe inledim. Bunu duyan tatlı sarı oğlan mutlulukla kıkır kıkır güldü. Ama o güzel beyaz yarağı ciddiyetle çekmeye devam edince başını arkaya atıp gülümseyen ağzından “Ja” diye fısıldadı.

Stefan’la gözgöze geldiğimde onun da benim kadar azdığını anladım. Güzel yarağı koca başından önsu sızdırıyor, oğlanımın eline bulaşıyordu. Adam Gürkan’ın saçlarını kokluyor, yanağına usulca öpücükler kondurarak onu cesaretlendiriyordu. Bir eliyle oğlanımın yarağını okşarken öbür elini küçük güzel götüne atmış, okşuyor, mıncıklıyor, Almanca “güzel oğlan, tatlı oğlan” diye inliyordu. Ben de onun oğlunu öpüyor, kokluyor, sarışın Alman oğlanımın bembeyaz, küçücük götünü usulca okşuyordum. Oğlan bir ara öne doğru eğilip götünü dışarı çıkarınca orta parmağım usulca yarığına girip, kadife gibi bir deliğin boğumlarının üzerinde dolaştı. Bunun üzerine oğlan “Ja, das ist schön” gibi bir laf edince benim içim gıcıklandı, akıtıcam sandım. Adama baktım. İkimiz de başımızı öne doğru salladık ve ayağa kalktık. Oğlanları kucağımıza alıp daha önce oturduğumuz yere güzel götlerini oturttuk.

Stefan benim oğlanın taşaklarına daldı hemen. Daniel gülerek bense şehvetle izlerken, adam Gürkan’ın taşaklarını emdi, yaladı. Biraz sonra yarağını yalayarak kökünden başına kadar çıktı ve yavrumun inlemeleri eşliğinde güzel yarağının başını ağzına alıp zevkle, aşkla emmeye başladı. Bunu izlerken tatlı Alman oğlanın taşaklarını yalamaya başlamıştım ben de. Ama ben farklı bir yol izledim ve bacaklarını yukarı kaldırarak pamuk gibi oğlan götüne hayranlıkla baktım. Daniel’in neşe ve zevk çığlıklarını zevkle duyarak yalamaya başladım o ipeksi oğlan deliğini. İki oğlan da serbestçe zevk çığlıkları atmaya başlamıştı. Adamla birbirimize baktık bir an. Bana göz kırptı ve o da Gürkan’ın tatlı amına daldı. Gürkan’ın sesi iyice yankılandı sessiz koyun içinde. Ben Daniel’in güzel götünü dilimle sikiyor, çocuğun “Ja, Ja, das ist gut!” diye bağırmasını müzik gibi dinliyordum.

Birden bacaklarını indirdim, sikinin derisini elimle aşağı çekip ıslak, pembe kafasını ortaya çıkardım ve götünü yerken akan salyalarımla ıslanmış dudaklarımla hassas sünnetsiz sik kafasını emerek yarağı gırtlağıma kadar soktum. Uzun siki boğazıma girmiş, nefesimi tıkıyor, etli kalınlığıyla ağzımı dolduruyordu. Bu yaşta oğlanda böyle bir yarak olması, ama hala oğlan siki gibi yumuşak, pürüzsüz, düzgün, adeta çocuksu olması beni deli ediyordu. Burnumdan nefes alarak biraz durdum ve hiç yarak yememiş gibi yemeye başladım sarı Alman oğlanın tatlı yarağını. Birazdan adam da benim sevgili oğlanımın nisbeten ince yarağını ağzına alıp emmeye başlayınca iki oğlan birbirine baktı ve yanyana oturdukları için öpüşmeye başladılar. Öpüşmelerini kesmeden yeni çatlamış sesleriye bağırarak inlemeleri koyu çınlatıyordu. Arada Alman çocuk durup benim başımı tutuyor, Almanca seksi birtakım sözler söylüyor, götünü oturduğu yerden hoplatarak ağzımı sikmeye çalışıyordu. Gürkan ise becerikli adamın ağzında kendinden geçmiş, adamın hafif kelleşmeye başlamış kısa saçlı başını kulaklarından tutup sikinin üstünde indirip kaldırarak kafasını sikiyordu. Bu azgınlığın ortasında iki oğlan gözgöze gelince birbirlerine hafif yandan sarılarak yine deli gibi öpüşmeye başladılar. Adam da ben de tatlı oğlan penislerinin daha da sertleştiğini hissetmiş olacağız, emmeyi artırarak yemeye başladık o güzel organları. Kısa süre sonra iki oğlan birbirlerinin ağzının içine bağırarak bizim ağızlarımıza tatlı döllerini fıskiye gibi fışkırttılar. Sarı oğlanın koca sikini ağzımdan bırakmadan, ipeksi taşaklarının sütünü ağzıma aldım, biriktirdim. Oğlanlar hala öpüşüyorlardı sikleri fışkırtmayı bıraktığında. Öpüşmelerini durdurunca bu defa adamla ben yapıştık ağızlarına. O Gürkan’ın ben de onun tatlı oğlunun. Ağzımda biriktirdiğim tatlı oğlan döllerini çocukla paylaşırken dilimle tatlı oğlan balını ağzımda dolaştırıyor, oğlanın ağzının içinde inlerken şaşılacak kadar tatlı olan bu dölü aşkla tadıyordum. Oğlan da muthiş şehvetli sesler çıkararak ağzımdan onun ağzına akan sütlerinin tadını çıkarıyor, sanki günlerce aç kalmış bir adam en lezzetli yemeği yiyormuş gibi sesler çıkarıyordu. Döndüğümde Gürkan’ın da kısık gözlerle adamın ağzının tadını çıkardığını, aşkla ağzını yiyen Alman’ın da ona sarılarak inlediğini gördüm.

Birinci bölümün Sonu. Devamı gelecek.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

film izle taksim escort mecidiyeköy escort bakırköy escort şişli escort ankara escort antep escort sex hikaye kocaeli escort kocaeli escort çankaya escort keçiören escort etlik escort sex hikayeleri otele gelen escort Bahis sitesi ankara escort antalya rus escort kuşadası escort bayan şişli escort ensest hikayeler Escort hurilerim.com Antalya escort kırklareli escort kırşehir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort manisa escort maraş escort mardin escort mersin escort Escort ankara Ankara escort bayan Ankara rus escort Eryaman escort bayan Etlik escort bayan Ankara escort bayan Escort sincan Escort çankaya beşiktaş escort bakırköy escort sincan escort dikmen escort escort Escort bayan Escort bayan bahisu.com girisbahis.com porno porno görükle escort bayan escort escort escort travestileri travestileri beylikdüzü escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort xnxx Porno 64 alt yazılı porno bursa otele gelen escort bursa escort bayan porno izle Anadolu Yakası Escort Kartal escort Kurtköy escort Maltepe escort Pendik escort Kartal escort şişli escort gaziantep escort istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj